Oldum olası gözlem yaparım. İnsanları, davranışlarını, neyi,
ne için yaptıklarını düşünürüm. Bunu çok küçük yaşlardan itibaren yaptığım için
bu konuda başarılı olduğum söylenebilir. Tabi başarı zaman zaman hata yapmama
engel değil. Gerçi bu hatalar çoğu zaman bile isteye yapılmış hatalar olduğu
için hata da sayılır mı bilemiyorum. Neyse.. Uzun zaman önce hakkında kesin
hükmümü vermiş olduğum bir kişinin, bu seferde başka bir kişiye kendini tanıtma
biçimine tanık olunca üzerinde düşünmeye değmese de, belki sizlere faydası olur
düşüncesiyle yazmak istedim. İstedim ki bencil insanı tanıyın ve ona göre davranış
biçiminizi belirleyin.
Sözlük anlamıyla, yalnız kendini ve kendi çıkarlarını düşünen
bu bencil insanımıza X diyelim. X kişisi ve buna benzer kişilikte olanların en
tehlikeli olanları bunu ilk başta size sezdirmeyenlerdir. Çok sıcak, çok
arkadaş canlısı, çok alttan alan, çok prensipli, çok yardım sever görünürler..
Öyle dik, öyle sağlam bir duruş sergilerler ki aslında oldukları kişiden
bambaşka bir kişiyi tanırsınız. Dedim ya öyle güzel özelliklerle gözünüzü
boyarlar ki bilemezsiniz aslında oldukları kişinin kim olduğunu…
Ama hiç kimse ömür boyu aslını gizleyemez.. bir yerden
patlak verir mutlaka.. X kişimiz çok maharetli olduğundan bu durumu yıllarca
çevresinden gizlemeyi başardı. Öyle bir tanıttı ki kendini, en arkadaş canlısı
oydu, en sağlam oydu, herkes eğilse o dimdik kalırdı, o vefa nedir bilirdi, o
kimseyi kırmazdı v.s.
İlk keşif benimle oldu.. Nede olsa iyi bir gözlemciydim, bu ilki
yaşamam tesadüf değildi, yine de acı verdi. Şimdi size bu kişileri nasıl
anlayacağınıza dair birkaç ipucu vereceğim.
Birincisi kimse mükemmel değildir. Bu nedenle karşınızda
mükemmele yakın bir insan durduğunu düşünüyorsanız biraz geri çekilmenizi
öneririm. Hayatınıza ne kadar renk katıyor, ne kadar mutlu ediyorsa sizi bilin
ki ardında bırakacağı yıkım da aynı ölçüde olacaktır.
İkincisi herhangi bir fikir ayrılığında bu kişiler konuşmak
yerine kaçmayı tercih ederler. Sebepsiz uzaklaşan birini görürseniz bırakın
gittiği yerde kalsın.. Israrcı olduğunuzda asıl yüzüyle karşılaşırsınız ki hiç
tavsiye etmem. Çünkü hayal kırıklığının tamiri çok güçtür.
Üçüncüsü bu insanlar sezdirmeden size kendi sorumluluklarını
yüklerler. Bunu o kadar normalmiş gibi yaparlar ki, yaptıklarınızın onun
yapması gerekenler olduğunu düşünemezsiniz bile. Beliniz bükülür, adımlarınız
yavaşlar yükünüzden ama sorun sizdeymiş gibi davrandıklarından sorunu
kendinizden bilir yine de ona toz kondurmazsınız. Bunu anlamanın en güzel yolu
o kişi için yaptıklarınızın bir yada bir kaçını yapmayı bıraktığınızda ortaya
çıkar.. ’40 yıl sırtında taşı, bir gün indir senden kötüsü yoktur’ lafının ne
için söylendiğini anlarsınız.
Dördüncüsü bir şekilde hayatınızın odak noktası olurlar.
Onların uygun zamanları, görüştüğünüz zamanlar halini alır. Şöyle bir düşünün
eğer ki sürekli karşınızdaki kişinin programına göre şekilleniyorsa hayatınız,
tebrikler sizde bu kervana katıldınız demektir..
Beşincisi bahanesi çoktur bu insanların. O bahanelere
sığınıp hayatı zindan ederler. Öyle mantıklı gelir ki söyledikleri, öyle güzel
işler ki bunu size kendinize düşman olursunuz.
Altıncısı bu kişilerin çevreleri geniş, arkadaşları pek bir
kıymetlidir (!). Bakın deneyin ve görün.. Arkadaşı hakkında ufacık bir yorumda
bulunun, kaplan kesilirler. Hemen savunmaya geçer, sizi öyle bir suçlar ki
kendinizi özür dilerken bile bulabilirsiniz. Ama aynı kişiler sizin arkadaşlarınızla
ilgili fikir yürütürken buna sonsuz hakları varmışcasına alır yürürler.. Burada
unutulmaması gereken nokta kişi arkadaşını ne kadar savunuyorsa bilin ki o
arkadaşla mutlaka ilişkiye (en az 1 kez birlikte olunmuştur) girilmiştir. Savunma
da zaten buradan gelmektedir. Bu kişilerin ahlaki değerlerini buradan da net
biçimde anlayabilirsiniz.
Yedincisi ufacık şeyler dünya sorunu haline gelebilir. Öyle
ki bunu yüzüne söylediğinizde bunu ‘benim prensiplerim var’ yada ‘ben
böyleyim..yerse’ gibi tabirlerle karşılaşırsınız. Kişi size ufaktan aba
altından sopa gösteriyorsa ve kaçmak için vakit varsa kaçın derim.
Sekizincisi kendilerini size savunmasızca açtıklarını
söylerler yada öyle hissetmenizi sağlayan davranışlarda bulunurlar. Amaaaa öyle
bir an gelir ki ‘dur bakalım orada’ deyiverir bir anda. ‘Bu şekilde bana müdahale
edemezsin / ben bu hakkı kimseye vermiyorum’ gibi bir cevapla size haddini
bildiriverir..
Dokuzuncusu eğer haddiniz bir şekilde bildirilmişse yine ot
gibi dibinizde biterler.. Niye? Çünkü (güya) üzülürler.. yufka yürekli sanmayın
bunları, zehir saçarlar etrafa..
Onuncusu velev ki tespit edip karşısına geçtiniz.. Yaptıklarını
bir bir saydınız… işte o zaman var yaa… birden dünyanın en savunmasız, en masum
insanı pozuna girip, ona haksızlık ettiğinizi söylerler… Bunu da öyle damardan yaparlar ki ömrü
hayatınız yaptığınızı sorgulamakla geçer ama hiçbir şey elde edemezsiniz. (Aldanmayın!)
Bu maddeleri kendi içerisinde alt maddeler olarak
çoğaltabiliriz ancak bunlar bile ufaktan tecrübe sağlamanız açısından yeterli
diye düşünüyorum.
Bunların bir veya birkaçıyla karşılaştıysanız bilin ki bu X
kişisi.. Size verdiğim ufak yöntemlerle sağlamasını da yapabilirsiniz.
Tüm bunlar başınıza zaten geldiyse, bir yaşınıza daha
girdiniz demektir. O zaman da size iiiiikiiiii dooooduuunnn diyorumJ
Sevgiler,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder