Allah bazı insanların suratından nuru, bedeninden de mutlu
olma halini söküp alıyor. Baktığında sevimsiz bakışlarını görmen bundan. Bu
aslında kişiye verilmiş ceza hali. Herşeyi olan insanlarda görülen bir tür
lanetlenme biçimi. Herşeyi var ama mutsuz, her şeyi var ama yüzü bir türlü
gülmez. Bu tip insanları genelde şikayet ederken görürsünüz. Sabah mutsuz
uyanırlar. Hemen hepsinin altında arabası vardır. Bilmezler yürüyerek yola
çıkanların azmini, yada otobüs kuyruklarında işlerine gidebilmek için çaba sarf
edenlerin sıkıntısını. Başlarını sokacak evleri de vardır lakin orada da
huzursuzdurlar, orada da mutsuz. Somurtarak bindikleri arabalarında müziği açar,
hayatta varmak istedikleri bir nokta varmış gibi (varmış gibi çünkü böyle bir
yer yoktur) hızla gelirler işe.. Asık suratları yerde öfleyerek yanınızdan
geçerler. Mutlaka dertleri vardır, yaratırlar. Yapabildikleri tek şey de budur.
Ya trafikten, ya hafta sonu gittikleri mekandan, ya eşinden ya arkadaşından
mutlaka ama mutlaka anlatacakları kötü bir hikayeleri vardır. Bunlardan birisinin
olmadığı durumlarda da bir yerleri ağrır bu insanların. Ya midesi, ya sırtı, ya
ayağı, ya başı.. Bir baş ağrısını bile kanser olmuşcasına felakete dönüştürmeyi
iyi becerirler. Etraflarındaki insanlar bunlardan bezse de dinler niyeyse..
halbuki biri zinciri kırıp ‘ya arkadaş belanı mı arıyorsun?’ diye sorsa belki
de akıllarına gelir kendine bakmak. Ama öyle değil, etrafta çanak tutar bu
oyuna. Böyle insanlar sanki bu halleriyle yeterince çekilmez değilmiş gibi bir
de kıskançlıkları vardır. Sürekli yakın çevresine bakıp, kimin neyi var sayar
durur, onun şusu var bunun busu var.. aynısından kendinde de olmasına karşın
gözü hep başkasınınkindedir. Kendilerini bu hırsla yer bitirirler. Sanmayın ki
hırslanıp bunun için çalışırlar. Hayır. Onlar sadece oturup şikayet ederler,
istediklerini hep bir başkası önlerine hediye paketiyle sunsun isterler. Sunulsa
da bundan da mutlu olmazlar, hep daha fazla, hep bana durumları onları felakete
sürükler. Şükretmek gibi alışkanlıkları olmadığındandır belki de bu lanetlenmiş
halleri. Allah böylesine sınırsız açar kapısını ama içinden de söker alır
farkına varma halini sonrası kocaman bir mutsuzluk. Keşke kendilerine verdikleri
mutsuzlukla bir başlarına yaşasalar diye düşünürüm hep. Ama böyle de olmaz..
Yaptığımız hangi günahın bedeliyse, yüzünü görmeye, sesini duymaya,
sızlanmalarını dinlemeye mahkum oluruz çoğu zaman. Bela gibi sızarlar
hayatımıza, kene gibi tutunurlar. Bazen isteseniz de kurtulamayacağınız
bağlarınız olur, sırtınızda yaşarlar, kamburunuz olurlar… Bu dünyada çektiğiniz
çile belki öbür tarafta mükafata dönüşür umuduyla tahammül edersiniz.. Belki de
benim gibi içinizden durmadan ya sabır dersiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder