Derin nefes al...
10'a kadar say..
Bunu bütün gün yap..
31 Mayıs 2013 Cuma
30 Mayıs 2013 Perşembe
Ben sana teşekkür ederim...
Ben sana teşekkür ederim..
Ben sana teşekkür ederim, beni sen öptün,
Ben uyurken, benim alnımdan beni sen öptün;
Serinlik vurdu korulara, canlandı serçelerim;
Sen mavi bir tilkiydin, binmiştin mavi ata,
Ben belki dün ölmüştüm, belki de geçen hafta.
Sen bana çok güzeldin, senin ayakların da...
Ülkü Tamer...
Ben sana teşekkür ederim, beni sen öptün,
Ben uyurken, benim alnımdan beni sen öptün;
Serinlik vurdu korulara, canlandı serçelerim;
Sen mavi bir tilkiydin, binmiştin mavi ata,
Ben belki dün ölmüştüm, belki de geçen hafta.
Sen bana çok güzeldin, senin ayakların da...
Ülkü Tamer...
29 Mayıs 2013 Çarşamba
Manasız bir yazı
Öyle bir yazı yazmak istiyorum ki beni anlatsın,
Öyle bir yazı olmalı ki aklımdan geçen herşeyi yansıtsın...
Olmuyor anlatamıyorum, yazamıyorum, düşünemiyorum...
Yazdıklarımı siliyor, konuşacaklarımı susuyorken mümkün değil.
Kırıklarımı toplayamadığım için dağılıyorum galiba.
22 Mayıs 2013 Çarşamba
Seni çoooooookkkkkkkk Ö-Z-L-E-D-İ-M !!!!!!!!!!
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim Özledim
21 Mayıs 2013 Salı
Sevdiğim, bu yazı sana!
21 Mayıs Salı saat 22:49
Sevdiğim, canım, biricik sevgilim!
Bilmiyorum bu yazımı okuyacak mısın yada ne zaman okuyacaksın??? Ama sana ulaşabileceğim tek yer burası şuan. Seni arayamamak sana yazdığım yazıyı bile haber verememek kötü..
Oysa şuan seninle konuşmak için neler vermezdim. Bu basit isteğimin bile bazen imkansız oluşu öyle üzücü ki...seni arayamazken ve sesini duymak isterken senin de aramıyor olman ayrıca kötü. Bir çok şeyi feda edebileceğim bir telefon için hayal kurmam ne komik değil mi??
Başkaları için sıradan olan bir telefon görüşmesi benim için ne ifade ediyor kim anlar ki...
Beklemek....beklemek...beklemek....
Neyse... Özledim fazlasıyla, sesini duymaya şuan çok ihtiyacım vardı o da imkansız.
Dünyaları istemiyorum ki... Bir sesini duysam o da yetecekti olmadı..
İyi geceler...
Öyle umursamaz olurum ki aynadaki aksinden şüphe edersin...
Hayatımızı koşullar şekillendirir. Siz ne kadar pozitif olursanız olun, negatif bir girdabın içine çekecek bir kutup vardır birilerinin elinde. Öyle ki elinde mıknatısıyla bekler o birileri...
Elinden geldiğince iyi olmaya çabalarsın, bazen susar sessiz kalırsın ama olmaz tatmin olmaz karşındaki. Mıknatısını çıkarmıştır cebinden bir kere... İllaki çekecektir yanına, olmazsa olmazdır girdaba kapılmak. Kaçarken yakalar ayak bileğinden, metrelerce sürüklenmeyi göze alarak. Varsın yoksun kötü ol diye elinden geleni ardına koymaz. Bir evliya edasıyla yaklaşsan bile nafile yaranamazsın. Takmıştır bir kere 'kötü olmasını istiyorum bitti' demiştir içinden. Neden olur bilinmez henüz bunu çözemedim. Çözen varsa dinlemek isterim neden kaynaklandığını.
Birde söylediklerinizi dinlemeyen, görmezden gelenler vardır. Yok sayılmak kötüdür, acıtır insanın içini... Bunu yapmak maharet ister, bencil bir yürek, yüksek bir ego ve kibir olursa tamamdır. Ha birinin olup diğerinin olmadığı durumlarda olur, öyle de güzel olur, öylesi de olur. Herşeyi bilir böyleleri, daha ağzınızı açmadan söylediğinizi tahmin eder, bilirler. 'Ciğerini okurum ben senin' tavrı en belirgin özellikleridir lakin bir halt bilmezler. Bilmediklerinin farkında olamayacak kadar gafildirler. Ne var ki can sıkar, can yakar...
Sabır en büyük erdemdir, vicdan en adil mahkeme... Beklersin sabrın sonunda selametin gelmesini. Göz kaçırır, kafa çevirir, selam esirger, hal hatır sormaz, üstüne gelir, dener, sınar seni...
Ama bazen dayanamaz yüreğin, aldanırsın gafile, insansındır. Canın acır, acıdığı kadar acıtmak istersin yapmazsın yinede..
Benimde içimde böyle bir sabır var. Bu sabırla bekliyorum, dayanmaya çalışıyorum. Duyduklarımı duymamazlıktan geliyor, gözlerimi kapıyorum bana yapılana... üç maymunu oynamaktan yüreğim daralsa da, kırılsa da dayanıyorum. Herşeyi bir anda haykırıp rahatlamak aklımdan geçmiyor değil zaman zaman. Ama yapmıyorum. Bir mükafatı olmalı diye düşündüğümde olmuyor değil. Yine de susuyorum. Değiştiremediğim ölçüde değişmeyi planlıyorum. Mesela umursamaz olmayı düşünüyorum. Yapamaz mıyım? yaparım elbet. Öyle bir yaparım ki, öyle bir yok sayarım ki aynaya bakarsın, aksinden şüphe edersin.. öyle bir yok sayarım ki varlığını sorgularsın..
Tek sıkıntı, yapsam mı? Yapmasam mı?
15 Mayıs 2013 Çarşamba
Kötüsün kötü!
Bazı insanlar gerçekten kötü. İçleri kötü. Bu insanlar sonradan kazanmıyor bu özelliği. Doğuştan kötüler. Kötü derken basit anlamıyla değil gerçekten kötülerden bahsediyorum.
Bu insanlar öyle kötüler ki içlerinde en ufak bir sevgi kırıntısı yok, karşısındakinin ufacık bir açığını arayan kimseler, başkalarının mutsuzluğuyla beslenen yaratıklar. Ne yazık ki her yerdeler, sokakta, yolda, yemekte, işte kısacası aklınıza gelebilecek her yerden çıkabilirler. Bu tiplerle aynı havayı soluduğum için insanlığımdan utanıyorum, insanlıktan nefret ediyorum.
Etrafımda dolanıp mutsuz anımı kolluyorlar.. Benim mutluluğum seni neden rahatsız ediyor? Diye sorsam ne cevap verebilir?
Durmadan çelme takmanın, kötü davranmanın, fırsat kollamanın sebebi ne diye sorsam ne der???
Neden bu kadar kötüsün desem??? Ben sana ne yaptım desem???
Acaba utanır mı bir gün yaptıklarından?? Acaba utanması var mıdır???
12 Mayıs 2013 Pazar
Canım
Keşke yanımda olsan, keşke sen hep benim yanımda olsan. Öyle çok özlüyorum ki seni...
İnsan sürekli özler mi? Ben seni sürekli özlüyorum...
Sen hep ol, yanıbaşımda ol hep ol, yeter ki sen ol.
Ayhan Işık yalan söylemiş!
Zamanında Ayhan Işık bir açıklama yapmış. Demiş ki: 'annemin gözleri ağlamaktan kör oldu'
Böyle birşeyin olma ihtimali olsaydı benim için geçerli olacağını düşündüğümden, yıllar evvel çıkmış bu haberin yalan olduğu başlığını attım yazıma.
Evet ağlıyorum. Ağlıyorum çünkü mutsuzum,
Ağlıyorum çünkü onu özledim ama arayamıyorum,
Ağlıyorum çünkü ona yazdığım yazıyı okumasına rağmen aramadı,
Ağlıyorum çünkü tek ihtiyacım olan o ve o yok....
Ağlıyorum öyle çok ağlıyorum ki ağlamaktan kör olunsaydı ben olurdum.
Anlamadığım için ağlıyorum, korktuğum için...
Ufacık bir fırsat yaratılmadığı için ağlıyorum,
İçimdeki acıyla annemi ve babamı yersiz yere kırdığım için ağlıyorum,
Çok kötü hissediyorum kendimi bu yüzden ağlıyorum..
Ağlıyorum işte deli gibi ağlıyorum!
8 Mayıs 2013 Çarşamba
Bozdun Ezberimi
Yıktın viran eyledin yar
Söyle dedim söyledin yar
Bozdun ezberimi
Yar yüreğim atmaz olsun
Bunca derdim bitmez olsun
Bundan sonra tutmaz olsun
Kırdın dizlerimiAl hayatımı sil baştan ölelim aşktan
Al hayatımı yaz baştan ölelim aşktan
Yüzünü güneşe çevir utansın
Yürü şişeleri çevir yıkılsın
Yürü İstanbul sallansın
Yürü de serileyim yollarına
Sesin gitmez kulağımdan
Öpüşlerin dudağımdan
Nası baktıysan unutmam
Deli gözlerini
Tavsiyemdir...dinleyin dinletin derim ben.. bir de sana armağan ederim sevdiğim..
http://www.youtube.com/watch?v=JqpkXfYM7sw (Buradan da dinleyebilirsiniz..)
Kalmışım uzanıyorum
Gecenin tenha yerine,
Bıkmışım usanıyorum,
Batıyorum ta derine.
Önce bi korkma diyorum,
Yürü boyuna serine,
Sonra dön gitme diyorum
Gelmez ki kimse yerine
Yine de , yine de Meliha..
Çıkmaz ki bu can sabaha
Girerim türlü günaha,
Sevdanı dillerde değil,
Güllerde ara gitme Meliha.
Önce ne sonrası nedir?
Dur susma ardını getir
Bir feryat ki elde değil
Bir kere sor da gitme Meliha..
Gecenin tam ortasında
Aklımda hep gündönümü
Çaresiz savruluyorum
Çoktan şaşırdım yönümü
Kaç kere ölür ki insan
Biter mi bu can sızısı
Vazgeçtim dünya gamından
Dinmiyor bu aşk acısı
Yine de, yine de Meliha...
Hoşçakal dostum!
Günlerdir beynimi kemiren düşüncenin bugün
en üst sınıra ulaştığını hissettiğimde, yazmanın rahatlatacağı düşüncesiyle
başladım yazmaya.
16 yıl.. tam 16 yıldır bir gün olsun
aksatmadan yanımda olan, daha doğrusu benim çabalarımla yanımda olan, sıkıntımı
alıp götürdüğüne, keyif verdiğine inandığım dostumla ne olduysa aramız açıldı.
Aslında mesele artık onun bana yetmemesi..
Sabahtan akşama kadar aklımda olmasının
yanı sıra bir fiil yanımda olması da artık yetmiyor..
Dostum,
Herkes geldi geçti..
Seninde gitme vaktin çoktan geldi de geçti
bile..
İçimde koca bir korku var, yanı sıra
kızgınlık..
İlk tanıştığımız zamanları hatırlıyorum da,
nasıl da fırsat kollardım baş başa kalmak adına..
Hiçbir fırsatı kaçırmadık, okulda, evde,
arabada her yerde sen vardın.. insanlar gelip geçerlerdi ama sen hep benimle
olurdun.. kimi zaman keyifle derin bir oh çekerdik, kimi zaman kederle
karışırdık havaya..
Senden ayrılmak kolay değil biliyorum…
Ama vakit çok yakın..
İçimde koca bir savaşla bu dostluğa son
veriyorum, umarım kaldığımız yerden başlayacak fırsatları değerlendirmem,
umarım bu gerçek bir son olur..
Hoşçakal..
Sigara, seni bırakıyorum!
7 Mayıs 2013 Salı
Empati sempati doğurmaz..
Yok öyle şey.. her empati yaptığın kişiye
sempati duyamıyorsun.. Duymanda gerekmiyor zaten.
Hayatı empati yapmakla geçen biri olarak,
benim için empati yapana rastlamadım. Belki de ben o kadar fazla kendimi
karşımdakinin yerine koyuyorum ki, karşımdaki zahmet edipte kendini benim
yerime koymak istemiyor.
Herkesi anlamaya çalışıyorum, çoğu zaman
anlıyorum da lakin nedense beni anlayan pek az.
Sebebi belli aslında..
Sebebi bencillik!
İnsanlar bencil olduğu sürece, bencil
olmayı yaşam biçimi haline getirdiği sürece ne stres bitecek, ne çile..
Birilerinin mutlu olması neden birilerine
dert olur ki?
Dert edinecek başka meselesi olmayanlar
mıdır mutluluğu dert edinenler?
Mutluluk kapısını sonsuza dek kapatanlar
mıdır bencil olanlar?
Oysa hayat basit…
Sevmek üzerine kurulu bir gün doğuyor her
sabah gökyüzünden,
Kimi zaman bulutlu, kimi zaman güneşli ama
hep umutlu..
Bazıları perdeleri sımsıkı kapıyor
gökyüzüne değil, hayata..
O umudu alamadan başlıyorlar güne, içten
içe hasetle, kibirle, bir gülen yüz görme ihtimali hayatlarını karartacakmışçasına
tetikte..
İlk güler yüze çeviriyorlar yüzlerini, yüz
çevirdiğinin de bir hayatı olduğunu göz ardı ederek, onunda sevdikleri,
sevenleri olduğunu inkar ederek,
İnkar, olanı yok etmez ki, içindekini,
aklındakini silmeye yetmez ki..
Bencillik zaman zaman sinir bozsa da,
insanlığımı benden alıp götürmez, karşımdakini anlamaya çalışmama engel olamaz..
Yine yerine koyarım kendimi, yine anlamaya
çalışırım..
Lakin yaptığım empati, sempatiye yol açmaz...
6 Mayıs 2013 Pazartesi
Uyku..
Seni görmem için kullandığım bir yöntem...
Sorunlardan kaçmak için ilaç...
Yorgunluğu atmanın en güzel şekli...
Ama en güzeli seninle geçen rüyalarım...
İyi uykular..
Sorunlardan kaçmak için ilaç...
Yorgunluğu atmanın en güzel şekli...
Ama en güzeli seninle geçen rüyalarım...
İyi uykular..
5 Mayıs 2013 Pazar
Sevgilime not...
Sevgilim,
Evden çıkarken sana not yazacaktım ama unuttum. Sonra aklıma burdan yazmak geldi. Şimdi birkaç notum var sana...
Bulaşık makinesini çalıştırdım. Sen geldiğinde yıkama bitmiş olur. İçindekilerin kirli olduğunu düşünüp sakın kirli birşeyler koyma.
Dün dolapta gösterdiğim ayakkabılarının durduğu yerden bir ayakkabını daha vermen için çıkarıp diğer ayakkabının yanına koydum. Ayakkabının burun kısmı dar olduğu için nasırını acıtabileceğini düşündüm. Ama yok ben giyerim vermeyeceğim dersen ayakkabılığa kaldırırsın.
Botlarını koyduğun yerden alıp, giyinme odasındaki dolabın telli raflarına yerleştirdim.
Yastıkları verilecek ayakkabıların yanına koydum. Tabi koymadan evvel salonda koltuklara koyup denedim nasıl duruyorlar diye ama güzel olmadı o yüzden onları verebiliriz.
Buz dolabında ve erzak dolabında tarihi geçen şeyleri attım. Buarada dolapta Voltaren varmış sakın gidip yenisini alma. Ve lütfen artık baharat, bisküvi v.b. Şeyler alma. Birsürü şey attım hem günah hem de çarpılacağız.... Hele ekmek... Yiyeceğin büyüklükte al lütfen dün aldığın ekmeği bugün gördüm resmen köy doyar.
Önümüzdeki 5 yıl içersinde suda eriyen aspirin almanı yasaklıyorum. Zaten maşallah eczanede aspirin stoğunu eritmişsin.
Kavanozdaki çiçekler ölmüş olduğu için onları da attım.
Papatyalarımın suyunu yeniden değiştirdim lütfen çiçeklerimize iyi bak.
Çantamda kulaklığın kalmıştı onu çamaşır sepetinin üzerine bıraktım.
Eğer siteden bu nasıl çöp kardeşim diye uyarı alırsan şaşma. Çünkü yine dağ gibi çöp çıkardım.
Şimdilik bu kadar aklıma birşey gelirse yine yazarım.
Unutmadan seni çok seviyorum sevgilimmmmmmm....
Evden çıkarken sana not yazacaktım ama unuttum. Sonra aklıma burdan yazmak geldi. Şimdi birkaç notum var sana...
Bulaşık makinesini çalıştırdım. Sen geldiğinde yıkama bitmiş olur. İçindekilerin kirli olduğunu düşünüp sakın kirli birşeyler koyma.
Dün dolapta gösterdiğim ayakkabılarının durduğu yerden bir ayakkabını daha vermen için çıkarıp diğer ayakkabının yanına koydum. Ayakkabının burun kısmı dar olduğu için nasırını acıtabileceğini düşündüm. Ama yok ben giyerim vermeyeceğim dersen ayakkabılığa kaldırırsın.
Botlarını koyduğun yerden alıp, giyinme odasındaki dolabın telli raflarına yerleştirdim.
Yastıkları verilecek ayakkabıların yanına koydum. Tabi koymadan evvel salonda koltuklara koyup denedim nasıl duruyorlar diye ama güzel olmadı o yüzden onları verebiliriz.
Buz dolabında ve erzak dolabında tarihi geçen şeyleri attım. Buarada dolapta Voltaren varmış sakın gidip yenisini alma. Ve lütfen artık baharat, bisküvi v.b. Şeyler alma. Birsürü şey attım hem günah hem de çarpılacağız.... Hele ekmek... Yiyeceğin büyüklükte al lütfen dün aldığın ekmeği bugün gördüm resmen köy doyar.
Önümüzdeki 5 yıl içersinde suda eriyen aspirin almanı yasaklıyorum. Zaten maşallah eczanede aspirin stoğunu eritmişsin.
Kavanozdaki çiçekler ölmüş olduğu için onları da attım.
Papatyalarımın suyunu yeniden değiştirdim lütfen çiçeklerimize iyi bak.
Çantamda kulaklığın kalmıştı onu çamaşır sepetinin üzerine bıraktım.
Eğer siteden bu nasıl çöp kardeşim diye uyarı alırsan şaşma. Çünkü yine dağ gibi çöp çıkardım.
Şimdilik bu kadar aklıma birşey gelirse yine yazarım.
Unutmadan seni çok seviyorum sevgilimmmmmmm....
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)