Anneeeee
çocuklar benimle dalga geçtiiiii…
Geçsinler
nooolmuşş?
……….
Anne
ya okulda arkadaşım salak dedi.
Desin
canım onun demesiyle salak mı oldun?
………
Anne…
Efendim..
Yok
bişey…
Küçüklüğümden beri kulaklarımı çevreye
tıkayabilen biri olmadım. Bunu söylediğimde ise ‘amaaan boşver, desinler,
duymazdan gel, onun demesiyle mi?’ gibi tepkilerle karşılaştım. Bugün bakıyorum
da zamanında görmezden geldiğimiz, yok saydığımız ne varsa bugün tamda
içerisinde yaşıyoruz. Hatta hatta onlar tarafından yönetiliyoruz. Belki de
sıkıntı görmezden gelmekte. Çünkü bir şeyi yok saymak, onu görmezden gelmek
kişiye verilebilecek en büyük cezadır. Ve her görmezden gelinen, varlığını
kanıtlamak adına bir çabaya girer, çoğu zaman güçlenir ve en sonunda da başınıza
bela olur. (Bknz. Ülkenin durumu/Bknz. Terör.)
Bu nedenle ben diyorum ki görmezden gelip,
güçlendirmek yerine, rahatsız olduğumuz bir konu var ise bu konudaki fikrimizi
beyan edelim. Belki dünyayı değiştiremeyiz ama en azından denemiş oluruz.
Üstelik denemesi de bedava.
İşte dünkü yazımı da bu nedenle yazdım. Vur
kaç modelinin yayılmış olmasından son derece rahatsızım. Diyeceğini ortaya
kusup, karşısındakinin cevabına tahammül edemeden kaçan insan çok fazla. Hal
böyle olunca ufacık bir ihtimalin peşine, bir umut düştüm. Yoksa çok umurumda
olduğundan yada kahrolduğumdan değil.
Neticede sorularıma bir cevap gelmesi ihtimali
düşük fakat yinede ihtimal dahilindeydi. Ve ortada bir ihtimal varsa, olması da
mümkündü. En kötü ihtimal yazımı okuyacağı düşüncesiydi ki buna da değerdi.
Yoksa ben bu yazıyı yazanın beni takip
ettiğini, muhtemelen kurulan guruplardan birinde bulunduğunu, üstelik kadın
olduğunu -ki bundan %100 eminim- (Törpü vazifesiyle sivriltilmiş kelimeler,
kağıda bırakılmış ruj izi değil elbetteJ) zaten tahmin ediyorum.
Ama istedim ki kendini bir yerlerde
doldurmak yerine gelsin ‘EVET BEN DEDİM’ diyebilsin. Ne olurdu ki deseydi? Hiçbir
şey.. Neyse..
Ne demiş Samuel Beckett ‘Hep denedin, hep
yenildin. Olsun. Gene dene, gene yenil. Daha iyi yenil'..
Ben denedim, sizde deneyin derim. Çünkü bu gün görmezden geldiğiniz, yarın hayatınızın zorunlu bir parçası haline gelebilir.
Hepinize sevgilerimi iletiyorum, hoşça
kalın.
yağmur ben -azınlık- lafını da sevmiyorum. batıyor bana. bu arada hiç -azınlıktan- bi arkadaşım olmamıştı. :D :D hem çoooooookkkkkkkkkkk seviyoruuuuuuzzzzz biz seni tıpkı bahçedeki tüm çiçekleri sevdiğimiz gibi :) :)
YanıtlaSilAzınlık kötü bir laf değil aslında. Farklı 2 veride az olana söylenen söz diye bakıyorum ben. Ha sana batıyorsa kusuruma bakma:) Buarada kendimi uzaylı gibi hissettim alemsin :) Teşekkür ederim, bende sizleri seviyorum. :)
Silbana kötü geliyor o kelime napıyım :) benim hiç uzaylı arkadaşımda olmadı :) saygılar. bi ara sana geliyim tamam mı? hoşçakal
SilBaşımla beraber. Hoşça kal.
Silhep azınlık ksımda oldum ben ya :D seçimde oy verdiğim de daha kazanablmş değil ne hükümet ne beledye ne muhtar; ama hep diyorum gelcek biizm zamanmız gelceek
YanıtlaSil:) Muhtarda olsa olur diyorsun. Gelir canım gelir o günlerde gelir de görünen o ki burada herkes azınlık zaten:))
SilEvet ben dedim cesaretini nereden bulacak ki ?
YanıtlaSil:)) Ay çok komik bir şey oldu Zehra. Yorumunu öyle bir okudum ki.. 'Evet ben dedim' diyorsun sandım :)) Nassıl yani diye bir şok oldum. Öyle şok oldum ki devamını okumadım :)) Kendi kendime ne yazayım şimdi Zehra'ya, hay Allah bir bildiği vardı herhalde bana öyle dedi falan diye düşünürken, dur bir daha bakayım dedim :) Meğer sen bambaşka birşey yazmışsın:)) Şaka gibiyim ya:)
SilAhahaha 😁😁 çok güldüm Yağmur. Ama suç sende değil ben de araya virgül koymayı unutmuşum sorun orada hahaha 😁😁
SilÇocukların söylediklerini duymazdan gelmemek gerek. Bizim için önemsiz olan şeyler onlar için çok önemli olabilir.
YanıtlaSilÇok doğru Turgay Bey. Her şeyin altında çocukluğumuz yatıyor.
SilSelamm.. ilk kez geldim blogunuza. çok güzel yazılarınız varmış emeğinize sağlık. bende sizi beklerim. sevgiler :) takipteyim
YanıtlaSilMerhaba hoş geldiniz :) Güzel yorumunuz için teşekkür ederim. Sevgiler,
Sil