Sevgili arkadaşlar,
Bugün sizleri kafamdaki bir sorudan yola çıkarak, biraz
geçmişe, biraz bugüne, oradan da yazımın başlığı olan soruna götürerek,
başınızı döndürüp, kusturmak niyetinde değilim elbette :) Amacım; aklımdaki soruya
sizlerin cevabıyla netlik kazandırmak yadaaa yeni başlayanlara bir sır
vermek. Tamam tamam uzatmadan
başlıyorum.
Sizlerin beni tanıması aylar öncesine dayanmasına rağmen
blogumu 2013 yılında sevgilime yazdığım yazıları yayınlamak amacıyla açmıştım.
Sonrasında nasıl olduysa bir anda bir topluluk daveti aldım ve kendimi geniş
bir topluluğun, birbirinden değerli insanların yani sizlerin arasında
buldum. Kısacık zamanda yıllardır
tanıyormuş hissine kapıldıklarım, canının sıkıntısı/hastalığı geçti mi diye
merak ettiklerim, beni kendine yakın görenler tarafından merak edildiğim,
moralim bozuk olduğu için destek veren takipçilerim, mutluluğuma ortak olan,
sevincimi paylaşan çok güzel arkadaşlarım oldu. Hepinize kocaman bir teşekkürü borç
bilirim. Borcu da hiç sevmediğim için peşin peşin teşekkür ederim :)
Kendi kendime yazarken - ki yazmak gerçekten benim için bir
tutku ve ben yazmadan nasıl yaşanır bilmiyorum – birilerinin beni okuyacağını,
bir de üzerine yorum yapacağını hiç düşünmemiştim. Düşünmememin sebebi de
hiçbir topluluğa dahil olmayışım ve takiplere kapalı oluşumdu. Yaşadığım bu
tesadüfi davet sonrasında sizleri tanıdıkça, sizlerden yorum aldıkça;
yazdıklarımın okunarak, eleştirilmesinin de ayrı bir tadı olduğunu anladım. Çevresinde
bir elin parmağını geçmeyecek kadar az insan olan biri yani benim için bu,
kendi yalnızlığımın içerisinden çıkıp, (biraz abartı olacak ama) dünyaya
açılmak gibi bir şeydi. Tamamen hesapsızca, aklıma geldiğince yazdığım yazılar
blogumda yerini alırken, ilgi alanıma giren, kendime yakın bulduğum, okumaktan
keyif aldığım kişileri takip etmeye, onlardan fikirler almaya, fikrim varsa
yorumlarımda paylaşmaya başladım. Ve zaman geçtikçe blog alemindeki kişilerin,
günlük hayatta karşılaştığım(ız) insanlara oranla daha nazik, daha düşünceli,
daha insancıl, doğayı koruyan, hayvanı seven ne bileyim işte daha daha daha (yazar
burada kelime bulamadı) olduklarına kanaat getirdim. Neticede yazan insan çokta
kötü olamıyordu, belki de ondan bu blogdakilerin ‘daha’ olması durumu.. Fakat
yine zaman geçtikçe fark ettiğim bir şey oldu. Buda yazımın başlığını alan soru
yani ‘takip sorunsalı’ hakkında düşünmeye itti beni.
Gerçekten yazmaya gönül vermiş, duygularını bu yolla aktaran
insanların haricinde de birileri vardı. Bu kişiler ‘sizi takibe aldım, sizde
beni takip edin’ yazıp gidiyordu. Çok fazla takılmamakla birlikte bu kişileri
takibe alıp, iadeyi ziyaret yapıyordum. Sonra şunu fark ettim. Kişiler kendini
eklettikten sonra takipten ayrılıyorlardı. Sanıyorum buradaki amaç, ‘bak ben
kimseyi takip etmiyorum ama yüzlerce de takipçim var’ düşüncesini karşı tarafın
zihninde uyandırmaktı. Ha yapıyor da eline bir şey geçiyor mu? Elbette hayır.
Diyeceksiniz ki buna mı takıldın. Aslında takılmadım ama bilmediğim içinde
merak ediyorum, buradaki gerçek amaç nedir diye? Çünkü bu kendini ekletip,
takipten çıkan, yorum atmayıp ille de yorum gelsin diye bekleyen, gelmeyince
sitem yazısı yayınlayan insanların neden burada olduklarını ve olmak için
ısrarcı olduklarını anlayamıyorum. Bunu anlayan biri varsa bu konuda
aydınlanmayı gerçekten çok istiyorum. Asıl cevap bekleyen sorum da bu.
Son olarak bu kişilere vereceğim sıra gelecek olursam, ‘bu
hayatta hiçbir şey karşılı olmuyor’ bunu öncelikle anlamanız gerekir. Yani, sen
beni seversin de, ben seni sevmeyebilirim, sen benim ilgimi çekersin de ben
senin ilgi alanına dahil olmayabilirim, sen yazdıklarımı okumaya değer
bulmazsın da bir başkası bana bayılır gibi, gibi.. Hal böyle olunca, bir şey üretmeden,
iki kelimeyi yan yana getirip yazmadan, sadece sayfa açıp hiçbir şey
paylaşmadan takipçi sayısına takmış olman ciddi bir sağlık sorunun olduğunu
düşündürüyor. Oysa facebook gibi (adı batsın) bir mecrada bu işlerin gideri
var. Oraya gidip, ekleyip çıkarabilir, takip edip, bırakabilirsin. Bu zahmete
girmek niye? Eğer bunu yapıyorsan ve nedeni konusunda bizleri aydınlatmak
isteyecek kadar dürüst olabileceksen (yürek yiyip gelmekte serbest) senin de yorumuna
açık bu soru. Gel ve anlat bize, ne yersiiin, ne içersiiiin, bu kafaya nasıl
geldiiin? Hadi gel lafını sok sonra engelleyip gitmekte serbest.
Hoşça kalın, mutlu kalın..
** Bu yazı durup
dururken yazılmamıştır.
Katılıyorum. Diğer sosyal medya platformlarında bu işi yapmaları daha mantıklı. Bana böyle bir şey daha denk gelmedi burada. Gelirse, "Buraları rahat bırakın!" diyeceğim :)
YanıtlaSilRahat bıraksınlar gerçekten de. Başka yer kalmamış gibi bir de buraya dadandılar.
SilKatılıyorum sonuçta kişisel blog burası. Egonu tatmin etmeek istiyorsan gir facebook'a :)
YanıtlaSilNe egoymuş arkadaş, bu nasıl bir tatmin aracıdır? Yemin ederim anlamadım.
SilBence kazanç odaklıdır o arkadaşlar. Belki ürün tanıtımı yapmak istiyorlardır ve bunun ilk basamağı çok takipçili görünmektir. Bence sen boşver. Bak gelip bana yorum yapmasan, vakit ayırmasan ben seni nasıl bulacaktım sayın Yağmur! İyi niyet odaklı olmaya devam.
YanıtlaSilBu arada ben 6 senedir blog yazarım (öncekini kapadım)- hiçbir topluluğa davet almadım. Bak şimdi de ben buna bozuldum.
:) Bozulma bozulma bizler yazmaya odaklı insanlarız. Davetsiz de yazarız. Bak senin yazdıkların ilginç geldi. Reklam olayını düşünmemiştim. O da olabilir. Değerli yorumun için teşekkür ederim. Sevgiler,
Silİnsanları , amaçlarını , yapmaya çalıştıkları şeyi anlamak çok zor artık..
YanıtlaSilYok zorluğunu da geçtim almıyor kafam.
SilAynen öyle bir yerden sonra almıyor insanın kafası olanı biteni..
SilHaklısınız, maalesef blog ortamında böyle bencil insanlar var. Çok dert etmeyelim. Zaten onların blog ömrü kısa oluyor. Saygılarımla,
YanıtlaSilOrası öyle.. Dert değil ama ciddi bir merak konusu oldu bende. Teşekkür ederim, sevgiler.
SilBaşlarda bu kalabalık hoşuma gitse de artık gitmiyor. Düzenli ve iyi özellikle de beklentisiz okuyucu olsun istiyorum. Olmasa da olur; ama illa olacaksa öyle olsun diyorum. Yani takipçi sayısının çokluğu ya da yorumların çokluğu gibi şeyler gerçekten tatmin edici şeyler değil. Özellikle de senin belirttiğin gibi "yazma tutkusuna" sahip insanlar için. Diğerlerine gelince, sevmiyorum onları. Çıkarcı insan sanalda da çıkarcı maalesef. Bana uzak Allah'a yakın olsunlar.
YanıtlaSilAynen katılıyorum sana. Ben geldim okudum, gel sende beni oku diyene anlam veremiyorum. Ben yazmayı sevdiğim için yazıyorum, okuyacaksan okumayı sevdiğin için oku, seni okumam için okuma yada okur gibi yapma. Bu kadar kızmamın sebebi aslında daha uzun da ben özet geçtim. İnsanlar saçmalıyor bazen. Zaten ne reelde, ne sanalda sevmediğim insan tipidir çıkarları için hareket edenler. Yalnız senden değil hepimizden uzak olsunlar. Sevgiler,
Silöncelikle çok haklısın bloga başlama sebebin de çok ilginç bir sebep :)
YanıtlaSilSözlerimin eksik kaldığını düşündüğüm zaman yazmamın daha iyi olacağına karar vermiştim. Bu nedenle yazılarımı burada yazmaya başladım :)
SilFilanca etkinlikten geldim seni takibe aldım sen de beni takip et deyip kaçan çok evet..amaç nedir tam bilmiyorum takipçi sayısını artırıp reklam mı almak ürün tanıtımı mi yapmak ki artık bunlar da vergiye tabii tutulacak her ne olursa amaç hoş olduğunu sanmıyorum. .yani blog güzel bişey samimi bişey farklı bir şey elbette ki seni okuyan sana gelen seni takibe alan mutluluk kaynağın olur onure ediliyorsun bunlar güzel şeyler ama geldim sen de gel takip ettim sen de takip et deyip kayıplara karışmak hoş değil. ..sevgili Yağmur ben kısa bir süre evvel takibe aldım seni,vakit buldukça da keyifle bazen gülüyorum bazen düşünüyorum yani bu şekil blog okumak ve takip etmek en güzeli.
YanıtlaSilÖncelikle düşüncelerini paylaştığın için çok teşekkür ederim. 'Kahve Icermiyiz'de demin benzer bir yorumla reklamla ilgili olabileceğini söylemişti. Ne yalan söyleyeyim bu benim aklıma hiç gelmedi. Şimdi sende aynı şeyi diyince belki de bir kısmı reklam için yapıyordur diye düşünmeye başladım. Bence bu amacı güdenler yazımda da dediğim gibi farklı yerlerde bu duygularını tatmin etsinler. Yazmak, okumak, paylaşmak bunlar yaşam şekli. Burayı bari rahat bıraksınlar. Çok kızdım kusura bakma :) Tekrar teşekkür ediyorum. Sevgiler,
SilEvet burayı rahat bıraksınlar bence de :) ya da şöyle diyeyim;en azından burası bu denli ikiyüzlülük ve çıkar kokmasın..blogları seviyorum!:*
Sil
YanıtlaSilBen çok amatör ruhluyum. Onca ilgi alanım var, onların gidebildiğim derinliğine ineyim isterim; yani amaç edinirim. Ancak araç gördüklerim gerektiği kadar bilinsin yeterlidir. İnternet kavramı gibi. Fazla ıcığını cıcığını bilmem zira kullandığım kapasite belli. Programcı filan da olmayacaksam... Bildiğim de işime yetiyor. Alaylıyım yani. Hiç de merak sardığım bir konu değil. Yani edebiyat, tarım, mimari, arkeoloji, dokumalar, doğa, kuşlar, halılar ve gerşi kalan konulara hiç benzemiyor
Takip ediyorum ve haberim oldu artık sende takip et istekleriyle haliyle karşılaşıyorum. Ricalarını kırmadım. Hatta adet böyleymiş diye ben de zaman zaman aynı ibareyi kullandım )))) Bazen çok safımdır, biliyorum ))Amaçları, reklam, ürün tanıtımı olabilir diğer yorumlarda anıldığı gibi. Ancak güzel ve bana çok faydalı olan yazını okurken Yağmurcum aklıma bir yazım geldi. O yazıya başladığım İngilizce bir kitaptaki o cümle geldi;
“Everyone wants to be someone- herkes biri olmak ister”. Yazım, “Anlamı Ufuklarda Saklı Cümleler”. Belki kendileri kimseleri takip etmez görünümündeyken en çok takip edilenlerden olmakla biri m olduklarını mu düşünmekteler acaba? Oysa takip edilen kişi değil içerik. Bunun farkında olmamak zaten onlar hakkında varılacak yargıdaki ilk ölçüt bence.
Sevgiler.
Özlediğim doyurucu bir yorumu bu yazının altında görmek çok güzel. İlgi alanlarınızın bir çoğunun ilgi alanlarımla örtüşmesidir başta takip etmeme sebep. Sonrasında ise bu ilgi alanlarındaki derin bilgi birikimi elbette. Yani Acemi Demirci'yi okuduğumda sadece bir blog yazısı okumuyor, ilgilendiğim ancak çokta derinlemesine bilgi sahibi olmadığım konularda bilgi sahibi oluyorum. Diğer takipçisi olduğum bloglarda da farklı açılardan doyuruyorum kendimi. Yaşadığım garip bir olay neticesi de bu yazıyı yazdım. Çünkü gerçekten anlam veremedim ve merak ettim. Ama diğer arkadaşlarında dediği reklam konusuna sizinde olabilir şeklinde yaklaşımınız biraz olsun merakımı giderdi. En azından ihtimalde olsa bir cevabımız var elimizde.
SilO güzel cümleyi içeren yazıyı ilk fırsatta açıp okuyacağım. Sanırım bu yazının üzerine okumak daha farklı düşünmemi sağlayacaktır. Aynı tespitte de buluştuğumuzu gördüm son satırlarda ki buda sorumun 2. Yanıtı olabilecek gibi. Bu değerli yorum için çok teşekkür ederim. Kocaman sevgiler gönderiyorum,
Ben bu yüzden takipçi eklentisini kaldırdım. Kimseye takipçi listemle hava atmak gibi bir derdim yok çünkü. Ben görüyorum kimlerin takip ettiğini bana yetiyor. Takip etmek isteyen de bir yolunu bulup takip eder diye düşünüyorum.
YanıtlaSilBuda bir çözüm olabilir elbette.
SilBen artık ölen ölür kalan sağlar bizimdir diyorum arada bir genel temizlik yapıp mikropları siliyorum cafeden 😉
YanıtlaSilİyi fikir :) Ben bunu kullanayım :)
SilÖnemli olan samimiyet ve temiz düşünce. Bunlar da kısa zaman içinde anlaşılıyor canım. Şahsen ben okumayı sevdiğim blogları bazen özellikle ziyaret ediyorum gözden kaçmış bir yazısı olabilir mi diye. Çok ilgimi çekmeyen bloglar da var, onlara da uğrayıp selam veriyorum, emek verip yazmış diye. Çünkü her yazı kıymetlidir yazanın gözünde. Üstünlük olarak bakarsak bir adım ilerleyemeyiz. Esasında takipçi kasma olayları için burası hiç uygun bir mecra değil. Onları Instagram paklar :) Sevgiler canım ❤
YanıtlaSilÇok incesin Emine :) Her yazıya bende kıymet veriyorum. Yazmayan gelmezse daha iyi olur diye de düşünüyorum. Tabi yazmaktan kastım gelip bana yorum yazması değil. Kendi sayfasına yazmasından bahsediyorum :) Ben burayı çok seviyorum ve günlük hayatta tahammül edemediğim bencil insanların buraya saçma sapan nedenlerle dahil olmasını istemiyorum. Instagram, fecebook ne bileyim gitsinler başka yere :) sevgiler benden sana,
SilKonu nereye gidiyor diyordum bir yere ulaşmana sevindim :) ben bu konuda biraz kabayım sanırım öyle iadeyi ziyaretmiş falan hiç anlamam :) hele öyle bir şey yazarsa aksine bakmam :) çünkü ben okumayı sevdiğim için okumaktan keyif aldığım kişileri takip ediyorum.. ben ediyorum o ediyormuş diye de bakmam..
YanıtlaSilUfak bir ekleme yapayım bazen bazı insanlar yorum yapmış olmak için yorum yapıyor buna da uyuz oluyorum.. bazen öyle dokunaklı şeyler yazanlar oluyor ki kelimeler tükeniyor..diyeceğim o ki aynı duyguları paylaşmak için yorum yapmak zorunda da değiliz.. Özetle ego her yerde ego.. öyle kişilerin eline istenen verilmezse bir zaman sonra bırakır giderler diye düşünüyorum :)
Aynı tedirginlik bir ara bende de oldu da neyse ki kör topalda olsa derdimi anlatmayı başardım :) Bak bu ilaven çok yerinde oldu. Hani Hababam Sınıfı'nda Şaban'ın bir sahnesi vardır. Müfettiş gelmeden sorular ezberletilir de buna sıra gelince müfettiş adını sorar Fatih Sultan Mehmet der. Müfettiş yaşını sorar 1453 diye cevap verir ya. Bazı yorumlarda okunmadan, yapılmış olsun diye yapılıyor :)) ve aynı Şaban etkisi yaratıyor. :))
SilKatılıyorum ne yazık ki twitter sayfası gibi sanıp insanların "takip edene geri takip" tarzı yorumlar yapması hoş değil. Ben buralarda çok yeniyim ama anında böyle insanlar ile karşılaştım ne yazık ki :(
YanıtlaSilBuna tümüyle karşı değilim. Örneğin sayfama gelip yorum yapmış bir kişinin öncelikle yazımı okuduğunu ve bunu belirtmek içinde yorum bıraktığını düşünürüm. (Ben öyle yapıyorum çünkü) Beni sayfasına davet etmişse ki benimde yaptığım olmuştur, tanısan sende seversin yaklaşımında olduğunu düşünürüm. (Ben öyle düşünerek teklif ederim çünkü) Ama bahse konu kişiler okumadan davette bulunup, takip ettiğin an seni takipten çıkan yada farklı şekillerde senin canını sıkan kişiler ki bunlara hiç tahammülüm yok. Umuyorum fazla denk gelmezsin. Sevgiler,
SilHayatta bir amaç edinememiş, mutsuz, sorgulamayı ve düşünmeyi bırakmış boş insanların yaptığı hareketler bunlar sevgili Yağmur. Bloğun köşesinde 1.000 takipçi yazısı olsa ne olur olmasa ne olur. O kişilerle birşeyler paylaşmadıktan , etkileşimde bulunmadıktan sonra gözün gördüğü rakamdan öteye gitmez ki bu. İki satırda olsa bir şey yazsalar sayfalarına. En azından kendilerinden bir şey katsalar. Özgün olsalar. Beğenilip beğenilmeme kaygısı duymadan.
YanıtlaSilKendilerini kandırmaktan öteye gidemiyorlar.
Düşüncelerine katılıyorum. Sevgi ve selam ile.
Sade ve tamamlayıcı yorumun için teşekkür ederim. Sevgiler,
Silaman boşveer düşünme unut gitsin yaa :) dur bak bi de, bizim face blog gruplarında var mıydın, gelsene ordayız işte hepimiz ayrıca :)
YanıtlaSil:)) Alemsin deep güldürdün yine :)) Face blog dediğin facebooka bağlı birşeyse blog hariç hesabım yok:)) değilse ne ola ki?:))
Silfacebookta da olan blogçular orda bir araya geliyor. yağmur yağar adlı bir hesap açıp sadece blogçular ile burdaki yazılarını paylaşabilirsin işte :)
SilFena karşıyım o facebooka çökse kına yakıcam o derece :) Teklif için teşekkür ederim. Bana sizler yetersiniz. Öpücükler, öpücükler :))
Sil:) yaktı beni feys diyosuun :)
SilAhahahahahaha öyle diyorum :))
SilBu bence ego ile ilgili bir durum. Yazmak, okumak, okunmak mesele değil... Sadece 'ben izleniyorum, takip ediliyorum' imajı yaratmak önemli olan. Her insanın motivasyon kaynağı farklı tabi, ne yapalım... En iyisi görmezden gelmek. Ben yazılarım için ya da son dönemde hazırladığım videolar için hep şunu düşündüm kendi kendime... Beni, ürettiğim içerikle alakalı olmayan bin kişi okuyacağına ya da izleyeceğine, gerçekten ilgili, gerçekten samimi olan on kişi izleyip okusun... Bu daha yararlı bence. O yüzden onlar mümkünse takipten çıksın ve buralara uğramasın :)
YanıtlaSilAynı şeyleri düşünmüşüz Erdi. Peki bu ben merkezci, egosunun esiri olan insanlar için ne yapılabilir? Bizler görmezden geldiğimizde ve onların yaptıklarını yüzlerine vurmadığımızda onlara alan yaratmıyor muyuz? Onların alanları genişlediğinde bizlerin yaşam alanı daralmıyor mu? Düşünen kısıtlı bir kitle olarak bunu da bir düşünsek iyi olur diyorum. Sen ne dersin? Ayrıca sana katılıyorum. Hatta katılmakla kalmıyorum bu şekilde yaşıyorum. Yani az ve öz insandan yanayım. Ama yine başa dönecek olursak o kişileri uzak tutacak bir yöntem de olabilir diyorum..
SilHahahaaa ay valla duygularıma tercüman olmuşsun.... Daha bir kaç gün önce benzer şeyler düşündüm. Takibe alıyor, ben takibe aldıktan sonra takibi bırakıyor:))) Neyin kafası bilemedim:D Popüler olma isteği galiba:))) Hay kalemine sağlık... Sevgiler...
YanıtlaSilTakibe alırsın bakarsın paylaşılan içerik seni memnun etmez, çıkarsın takipten eyvallah. Lakin sanki beni önceden takip etmiş çok beğenmiş gibi gelip yorum yapıp, bunun üzerine kendine davet edip sonra da çıkıp gitmek ne oluyor?? Davet etme o zaman kardeşim, gel oku bak aklın yatıyorsa takip et. Sanki para verip takip ediyor beni. Millet delirmiş yemin ederim. Yetmedi onca sosyal ağ birde bloglara geliyorlar. Teşekkür ederim, sevgiler benden sana :)
SilYazdıklarına tamamen katılıyorum, ben yazımı okumayacak takipçi istemiyorum. Takip ettiğim herkesin de yazılarına gerçekten okumaya ve emeğine saygı göstermeye çalışıyorum ancak ne yazık ki sadece 'benim çok takipçim var, çok iyiyim' gibi düşüncelerinden peşinde olan insanlar var.
YanıtlaSilTakip zaten okumak için var. Eskiden haftalık, aylık dergi alırdık. Takip ettiğimiz köşeler vardı ve çıkmasını sabırsızlıkla beklerdik. Ben bu takibi de ona benzetiyorum. Çok sevdiğim bir yazarın yeni çıkacak yazısını merak etmekten başka bir duyguya yer verilmemeli.
SilÇok güzel bir benzetme, katılıyorum sana. :)
SilAynı şey bende de oldu..Beğendiğim bloglar var takip ederim.. Beni takip etmek istemeyende etmesin.. Ben kafaya takmıyorum.. Amaç blog arkadaşlık.. Facebook a çok takılırdım.. Blog açtıktan beri facebooka olan ilgim de bitti.. En son ne zaman girdim ben de bilmiyorum.. Ayrıca blogunun anlamının ne olduğunu da öğrenmiş olduk ;)
YanıtlaSil:)) Aynı anda yorum yaptık sanırım. Bu 2 oluyor :)) benimde sana bir sualim olmuştu. Neyse yorumun için teşekkür ederim. Facebook belasından kurtulmuş olmana sevindim. Darısı diğer müptelası olanların başına.
SilKalp kalbe karşıymış.. ama sen benden hep bi adım öndesin ;)
Sil
YanıtlaSilİnsan kendi itibarını düşünüyorsa ağzından çıkan cümlelere dikkat etmek zorundadır. Günlük yazmak gibi blogda da özel sayılabilecek duygu ve düşüncelerinizi yazmak konumunda kalabiliyoruz. Günlük yazmak daha somut oluyor. İsmin cismin ortaya dökülebiliyor. Fakat blog yazmak sanal bir eylemdir. Çünkü rumuzlarla kimlik kullanabiliyoruz. Belki de özel durumların irdelenmesi, farklı kimlik ve kişiliklerden yorum alınmsı, özgürce değerlerin tartışılması ve tartılmsına şahit olabiliyoruz. Adını ve sadını bilmediğimiz, ama yazılarından bir değer olduğu anlaşılan kimliklerin, kişilikleri de aynı zamanda ortaya dökülebiliyor. Bize düşen, iyiniyetli ve gerçekten kulağımıza altın bir küpe olarak takabileceğimiz öğütleri de alabilmiş olmamızdır.
Profösör rumuzuyla burda yazan blogdaş da bir nevi sanal dosttur. Fakat sanal da iyi bir dost olması, reelde kötü bir insan olduğu anlamına gelemez. Zaten buraya yazan blogdaşlar kendinden önce karşısındakini düşünebiliyorsa, karşı taraf bu samimiyeti hissedecektir. Belki de reeldeki arkadaşlardan görmediği iyi niyeti, samimiyeti, yardımlaşmayı, dayanışmayı ve paylşmayı blogdaşlarından görebilecektir. Blog yazarlığı ve blog dostluğu çok önemlidir. Blog yazarlığı ve paylaşımı da önemlidir. Bu bir lütuftur aslında.
Bazen kendini çıkmaz bir sokakta hissedebilirsin, bazen öyle sıkıntılar yaşarsın ki bütün duvarlar üzerine yıkılır. Blog dostluğu seviyeli olduğunda, kendine güven ve huzur gelir. Aşamayacağın ve çözemeyeceğin sorun yoktur aslında. Bütün tılsım buradadır.
Bu güzel ve değerli yorum için öncelikle teşekkür ederim. Aynı düşüncelerde kesiştiğimizi ve beni çok iyi anlamış olduğunuzu düşünüyorum. Elbette burada iyi olmak reelde kötü insan olunduğu anlamına gelmez aynı durum aksi içinde geçerli. Ancak bir insan duygularını yazıya döküyor, kendini bu yolla ifade etmeyi seçiyorsa reelde karşılaştığımız insanlardan biraz daha duygusal, belki biraz daha içe kapanık, daha kırılgan olma olasılığı yüksektir diye düşünüyorum. Hal böyle olunca yazan insanın düşünmesinden yola çıkarak daha düşünceli olduğunu bu nedenlede reelde karşılaştığımız insanlara oranla çokta kötü olamayacağını aktarmak istedim. Sizinde dediğiniz gibi ben o samimiyeti buraki arkadaşlarda gördüğüm için ve reelde bu tarz bir yaklaşımla karşılaşmadığım için blog dostluğunu fazlasıyla önemsemekteyim. Bunun bir lütuf olduğu konusunda da sizinle hemfikirim. O tılsımı hiç kaybetmemek ümidiyle, sevgiler.
SilBir yazı için onca emek harcıyoruz bazen araştırma yapıyoruz, bazen materyal hazırlıyoruz. Sonra birisi gelip küfreder gibi takipteyim deyip gidiyor be hey kardeşim usulen bari son yazıyı oku hele ne demiş takip ettiğin kişi bir bak. Hiç okumadan takibe alıp gidiyor ve bir daha hiç uğramıyor belki de siliyor dikkat etmedim. Ne yapayım ki ben böyle yok olup da varmış gibi görünen takipçiyi...
YanıtlaSilO kadar anlam veremedim ki bu duruma düşün yazı yazdım :) valla enteresan bir mevzu. Niye takip edersin, kendini takip ettirip neden silersin? Akıl oyunları mübarek :)
SilBayağı yorum gelmiş Yağmur kızım.Yorumları okurken biraz kafam karıştı.Ama bayağı dertli varmış.Şimdi benim de farkettiğim şeyler oluyor tabii ki de.Artık bir buçuk seneyi devirdim.Hem blog yazıp hem takip etmek yorucu oluyor bilhassa benim yaşımda biri için.Lakin beni çeken bloglar var.Yani bir listem var.Samimi olunup, olunmadığını farkedecek yaştayım.Seçimlerimi de ona göre yapıyorum ki, istemeden de olsa bazı(nedense erkek hepsi)bloggerlara ters düştüğüm oldu.Artık üzülmemeyi de öğrendim.Profesör profil adlı arkadaşımızın son iki paragrafını onaylayarak ve yazını teyit ederek ayrılıyorum.Haaa o döktüğün beton tutmuş :)) Kafamı bir çarptım ona aklım başıma geldi.Çok güzeldi o yorumun :) Canım Yağmur kızım.Sevgilerimle.
YanıtlaSilAslında dertten ziyade anlam verememe durumu. Blogların asıl kullanıcılarına kalma isteği birazda. Ece abla şu beton meselesini anlayamadım. Sana değecek beton dökmem ama ne döktüm nereye döktüm gerçekten merak ettim. Hangi yorum olduğunu söylersen çok sevinirm. Seni çok seven dertli bediş :)
SilYa tatlı Bedişim.*Almadılar dönüyorum* şiirime bir yorum yapmıştın , hala gülüyorum.Benim çok hoşuma gitti o.Girebilirsen bak.O yoruma binaen, yani ecel kapısına gittim, (bana beton döktürtme)diye yazmışsın ya :))))) İşte tekrar yokladım o kapıyı, kafamı çarptım diye şaka yaptım tatlım.Daha da gitmem o kapıya.Bu yani.Dertlenme canım benim.Öpüyorum seni:))
Sil:)) Sen hep gül. O ecel kapıları falan kapalı, unut. Valla harç karıyorum dökücem betonu. Hah şöyle bir yere gitme dur orada :) Ben de öpüyorum seni Ece abla:)
SilEgo olayi herkeste var onu engelleyemeyiz. Ben de ozellikle cok fazla olmasa da var yani. Itiraf et sende de vardir. :) Mesela benim blog acma sebebim sadece elektronik bir arsiv. Belki bir kac kisi girer okur falan. Sonra paylasmaya karar verdim yayinlarimi. Ve insanlar okumaya basladi cok insan. Ben de gezinmeye basladim. Sasirdim gercekten.Benim gibi yazan cok insan varmis. Mesela beni takip etmeyip belki bir tane bile yazimi okumamis insanlari takip etmeye basladim. Onlarin beni takip etmesi yada etmemesi onemli dgil ben ondan alacagimi aliyorum o benden alamiyor (ego) :))... o insanlanlara gelince bir sey olmaz ya bi bakiyorum eger icerik hosuma giderse takibe alirim. E zaten bana uygun degilse bir daha girmem..
YanıtlaSilUğur emin ol son 5 yıldır bu ego üzerine çok çalıştım. Gerek tasavvufa olan ilgim, gerekse hiçliğe ulaşma merakım bu kavramdan sıyrılmama sebep oldu. Belki de ben öyle düşünüyorum. Belki bir yerlere gizlendi de benim haberim yok. Belki çevremde o kadar çok egosunun esiri insan var ki benimki su yüzüne çıkamıyor bilemiyorum. Yazılarımda egomu tatmin eden bir satır görürsen beni uyarmanı çok isterim. Çünkü gerçekten sıyrıldığımı düşünüyorum. Bunu düşünürken yanılmış olmayı istemem. Bu senden özel bir isteğim olmuş olsun. Diğer dediklerine gelince tamamen katılmakla beraber bir ilave yapmak istiyorum. Bu insanlara göz yummak zamanla bizim alanımızın daralmasına sebep olacak. Ve reelde kaçtığımız, çoğumuzun huzur bulduğu bu ortam bir süre sonra diğer sosyal ağlara dönecek. Ben de diyorum ki neden dönsün, pek çok sosyal ağ var orada tatmin edebilirler kendilerini. Demek istediğim sadece buydu :)
SilÇok yerinde bir yazı olmuş:) Bahsettiğin kişilerin takipçi sayısını arttırmak istemelerinin nedeninin reklam almak ve maddi çıkar elde etmek olduğunu düşünüyorum. Ve öylesi insanlardan hoşlanmadığım gibi, içeriğine bakmadan, sadece şişirme takipçi sayısına bakarak reklam verenleri, etkinliklere davet edenleri de anlayamıyorum.
YanıtlaSilBen de senin gibi kendi kendime başlamıştım, enteresan bir olayla birden arttı takipçi sayısı ve benim de bu alemden dostlarım oldu. Beni yeni yeni okuduğun için bilmezsin belki ama bir arkadaşımla Almanya'da bile buluştuk, ailecek dost olduk:) Aslında kaçınıyordum insanlarla internet üzerinden yakınlaşmaktan ve tanışmaktan ancak dediğin gibi öyle tatlılarını tanıdım ki "istemem" diyen ben bile normal hayatta görüşebildiğim arkadaşlar edindim. Yani kasmamak lazım, içten olmak lazım,başkası için değil kendimiz için yazmamız lazım, karşılıklı çıkar ilişkisinde olmamak lazım. O zaman iyilikler seni gelip buluyor. Diğerlerini de takmayacağız, başka çare yok. Şahsen "bana da beklerim" diyenleri takip etme gibi bir durum içerisinde değilim. Biz takip ettikten sonra bizi silenlere de ne diyeceğimi bilemiyorum. Bu mecrada bana pek olmadı ama özellikle Instagram'da çok oluyor:) Üşenmiyorum inceliyorum ve ben de onları siliyorum:)))) Acayip acayip işler:)
Diğer yorumlarda olduğu gibi sizinde reklam olabileceği düşüncesi üzerinde durmuş olmanız bende de bu fikri güçlendirdi. Bu yolla nasıl kazanç elde edildiği konusunda bilgi sahibi olmadığım için açıkçası bir yorum yapamıyorum. Ama ne olursa olsun blogun kazanç sağlamak için doğru bir platform olmadığı fikrimide paylaşmakta sakınca görmüyorum. Neticede pek çok sosyal ağ, uçsuz bucaksız bir internet ortamı varken kişilerin günlüklerine etiket yapıştırmak gibi birşey bu yaptıkları.
SilYanlış hatırlıyorsam lütfen düzeltin. Annenizle geçirdiğiniz Venedik seyahatinizi aktardığınız bir yazı yazmıştınız. İşte o yazı, okuduğum ilk yazınızdı ki aklıma geldikçe gülerim. O yüzden Almanya'daki buluşmayı hiç bilmiyorum. Şimdi sizden okuyunca hem şaşırdım, hem de ilgimi çekti ve sevindim sizin adınıza. Güzel dostluklar kurmaya vesile olması da bonusu olmuş blogun size :) Buarada takibi bırakanları tespit edip silmeniz de ayrıca harika, tam benlik bir hareket :)) Sevgiler,
Ben blogda yeniyim.Böyle şeylerden hiç haberim yok.İyi niyetle sizi de beklerim diyenleri ekliyorum,sonrasını da bilmiyorum.Benim amacım sadece psikoloji yazarak insanları bilgilendirmek.Başka da bir şey bilmiyorum :)
YanıtlaSilGerçekten de bizi bekliyorlar :)) ekler eklemez silmeleri bundan :)) Siz güzel yazılarınızı paylaşın, her ne kadar uygulayamasam da keyifle okuyorum. Sevgiler,
SilBenim de mana veremediğim bazı tuhaf canlılar var buralarda. Bir misal verecek olursam;
YanıtlaSilBlogger profilime bazı şeyler yazmıştım. Blog bağlantısı bile olmayan biri benim yazdıklarımı aynen kopyalayıp kendi profiline yapıştırmış. İlgi alanları aynıydı. Bunu görünce sinir olup sırasını değiştirdim. Giriş kısmı da çok manidar olmuştu doğrusu. Ben şöyle yazmıştım o da aynen kopyalamış:
"Yazılar kesinlikle netten kopyalanmıyor. Bizzat okuduğum kitaplardan notları paylaşıyorum." :)
Siz baya baya soyulmuşsunuz, blogunuza hırsız girmiş. Çok geçmiş olsun öncelikle. Bunu yapanlar gerçekten hasta ruhlu. Başkasının düşünceleriyle, kimliğiyle üstelik sanal bir ortamda ne kadar varolunabilir ki? Saçmalığın daniskası..
SilKim kızdırdı seni bu kadar yağmur =). Bak yürek yiyip te geldim ona göre =)). Şaka bir yana hepimiz bir şeyler yapmaya, ya da ne bileyim başka insanlara da elimizin yettiği dilimizin döndüğü kadarıyla bir şeyler vermeye çalışıyoruz. Kimisi çok güzel öyküler yazıyor, kimisi bilgisini, kültürünü, yemeğini, dostluğunu paylaşıyor. İyi olanlar zaten hep bir şekilde takipçi buluyor kendisine. Takipçi derken de yanlış anlama her yazar kitabının okunmasını istemez mi sonuçta? =) Herkes gibi ilk zamanlar ben de yaptım bana da gelin diye =). Ama amaç kötü değil di yani, çocukken annelerimiz komşuluğa gittiğinde ev sahibine öyle demezlermiydi, bizede buyrun gelin diye. Ama sonrasında anladım ki gelsinler diye gitmiyorum kimseye. Takip edildiğimin 2 katı bloğu takip ediyorum. Ve bu güne kadar defalarca bloğuna gitmeme rağmen bir kere kapımı çalmamış blogçular var. Ne önemi var ki? O gelmesin dediğin gibi herkes beni, benim bloğumu, veya paylaşımlarımı sevmek, beğenmek zorunda değil ki. Olsun ben onun yazdıklarını seviyorum ve gitmeye devam ediyorum. Bana cevap verdiği sürece de giderim. Demek ki benim paylaşımlarım hoşuna gitmiyor ama yorumlarıma değer veriyor yoksa niye cevap versin ki! Ben bloğu açtığım da uykusuz gecelerimin, sıkıntılı sabahlarımın dert ortağı olur kafamı dağıtırım diye düşünmüştüm. Ne kadar doğru düşündüğümü, burada harika insanların olduğunu, babamı kaybettiğim de bana destek olan dostlar sayesin de bir kez daha anladım. Onun için boşver bence herkes istediği gibi takılsın. Niyeti sadece reklam olanların profilin de küçücük bir fotoğraftan öteye gitmeyiz biz de. Sen üzülme boşver. Mesela ben senin bloğun da yeni de olsam kalemine bayıldım ve seni bundan sonra ne yaparsan yap her yerden izlerim. Çünkü en çok ihtiyacım olan şeyi veriyorsun bana. Beni güldürüyorsun. Acılı adana kıvamın da yazıların varmı bilmiyorum henüz keşfedemedim, ama varsa bloğu karıştırıp bulursam onlarıda zevkle okurum. Bazen ağlamakta çok iyi geliyor. Bu arada bizim çekirgeye ne oldu ya iyileştimi bari =) ( bu son söz tamamen seni güldürmek için di =) ) haa bi de sen boşver onları bana buyur gel yer içer dedikodu kaynatırız olmazmı? =)♥♥ ( yaa çok uzun oldu biraz kusura bakma tamam mı? =) )
YanıtlaSilOooyyy tatlı Zehram gelmiş hoşgelmiş :) Ya salağın biri diyicem ayıp olacak en iyisi dememek :)) Allah'tan kendi kendime konuşuyorumda bu dediğimi kimse duymadı. Hah nerde kalmıştık :)) Senin yazdığına benzer olarak baya bir yukarıda yorumlarda bir yere yazmıştım. Bende senin dediğin gibi buradaki arkadaşların yazdıklarını eskiden dergilerde takip ettiğimiz köşe yazılarına, arkası yarın hikayelerine benzetiyorum. Heyecanla bekliyor ve takip ediyorum.
SilYine senin de dediğin gibi bana da beklerim demekte de bir sakınca görmüyorum. Kaldı ki bende dedim. Üşendiğim için yukarıda bununla ilgili olarak yazdığım bir yorumu aşağıya aynen kopyalıyorum. Kızma kızma çok yoruldum bugün. Üşengeçliğim bu yüzden :)
Örneğin sayfama gelip yorum yapmış bir kişinin öncelikle yazımı okuduğunu ve bunu belirtmek içinde yorum bıraktığını düşünürüm. (Ben öyle yapıyorum çünkü) Beni sayfasına davet etmişse ki benimde yaptığım olmuştur, tanısan sende seversin yaklaşımında olduğunu düşünürüm. (Ben öyle düşünerek teklif ederim çünkü) Ama bahse konu kişiler okumadan davette bulunup, takip ettiğin an seni takipten çıkan yada farklı şekillerde senin canını sıkan kişiler ki bunlara hiç tahammülüm yok.
Üzülmüyorum da kızıyorum buraya kadar sızmalarına. Bu kadar sosyal ağ varken, bizim alanımızı daraltmalarını istemiyorum. Yoksa iyiyim canııım merak etme sen:))
Blog benim içinde her anlamda faydalı oldu. Normalde tek tabanca takılma durumum blogumu açtığımda sona eriyor. Biliyorum ki birileri var, bana destek olacak birileri ekranın diğer tarafında.. Senin de acını bu yolla atlatmış olmanda (inan çok üzüldüm başın sağ olsun) faydası olması açısında da büyük bir nimet biz ve bizim gibi insanlar için. Tamam bu satırları çabuk geç..
Yapma ya demek seni güldürüyorum :)) Bak bu gerçekten çok değişik oldu benim için. Neden dersen buraların atarlı, giderlisi, psikosu, dertli bedişi olarak anılırım :)) şanslısın iyi zamanıma denk geldin. Acılı yazılarım var ki millete öögghhh gelmişti. Canına susadığın bir gün aç oku :)) Ama ağlama beee... Ömrüm ağlamakla geçiyor, ağlamaktan kör olunsa olacak kadar ağladım Allah daha ağlatmasın inşallah vallahi de bıktım yani o derece ağladım. Çekirgeye gelince onunla ilgili olarak yaratıcı düşüncelerim varda işten güçten fırsat bulursam yapıcam inşallah. Ama merak etmemen için ufak bir bilgilendirme yapayım. Kendisi (çekirge) şuan tatilde. O gün yapılan yorumları saklamama rağmen okumuş ve çok üzülmüş. Nasıl olurda beni peygamber devesine benzetirler diye söylene söylene topladı valizini. Ne dediysem ikna edemedim. Bir süre kafamı dinleyeceğim dedi. Bende birşey diyemedim artık. Napim o da haklı neticede.. Ama aklın kalmasın döner dönmez sana haber vericem. Kocaman öpüyorum (sen uzun yaz ben bayıla bayıla okuyorum da benim yorumdan 3 bölümlük hikaye çıkar buna ne diyeceksin? Pess valla utanmalıyım! Sustum)
yağmurrrr :) özlemişim şu sitemli kelimelerini :)))
YanıtlaSilAaaa aaaa demek bana sitem yakışıyor.. Ne kadarda sitemli bir kız :)))
SilAhahaha dur sondan başlıyorum 😄. Deme ya okumuş demek. Yoksa en çok benim yoruma mı bozuldu? Yaa bak şimdi inanılmaz suçluluk duydum 😶. Yoksa şu pıtı pıtı pıtı yüzünden mi? Yaa neyse bence onunda bi tatile ihtiyacı vardır belki de. Benim de var çekirge, benide götür çekirge 😂. Neyse zaten o kadar uzun yoruma bir teşekkür ederim güzel yorumunuz için deseydin çok kırılırdım vallahi 😊. Sen üzülme yine de onlar gelir geçer, yağmur alır götürür (burada ki yağmur sen değilsin 😊). Geriye gerçek değerler kalır. Olmadı sanki amaan boş ver yaa, var ya ben bu 6 aylık blog hayatımda neler gördüm 😄. Yaa bir saat mesangerden anlatıp anlamasını sağladım. Bir türlü anlayamadığı şeyi sonra ilk işi beni takip etmekten vazgeçti 😜. Yaa yağmurcum böyle işte. Ama kızdım mı? Hayır neden çünkü onun basitliği. Bu arada evet beni güldürüyorsun 😄 bu cevabında çok güldüm bu arada. Sende ağlama yaa olmadı gel beraber ağlayalım. Kimse görmez ağladığımızı biz bize ağlar biz bize güleriz olmaz mı? İstersen bu yoruma cevap yazmayabilirsin. Yeterince yer kapladım çünkü burda valla alınmam 😄. Senin cevaptan 3 hikaye benimkinden Brezilya dizisi çıkar valla 😂😂😂
YanıtlaSilYazmayacaktım ama dayanamadım. Dedim şu uzun yazıya Zehra'yı sinir edecek birşey yazayım. Hazır ol yazıyorum. Değerli yorumun için teşekkür ederim :))) (Gülmekten öldüm oysa çokta komik değil ) Hala gülerken yayınla butonuna doğru gidiyor elim..
SilYaaa yaz yağmur sen her geldiğin de banada beklerim dee 😂. Ben gelirim ki hele de elektrik tavan yapmışken. Valla trafo patlayacak 😊. Bu arada evet aslında en başından sonuna senden bahsettim ben de işte hani dedim gönül kırmayayım 😂. Ama madem izin verdin kocaman yazdım mimin içine seni bi bak istersen 😂😂😂
SilSanırım birkaç gündür benim de başıma geliyor. Ben isim olarak değil de gözüken rakam olarak fark ettim. İnsanlar öyküden, denemeden, gezi, köşe yazısı, anı yazısından yani edebiyattan ve fotoğraf neden kaçar? Bu sorunun cevabın yok, o zaman burada önce artı gözüküp o artı kendisine yansıyınca eksi olmak mı amaç? Çok büyük olasılıkla; Galiba.
YanıtlaSilBu arada kaçmak demişken... Gözünden kaçanlar var Yağmurcum. Hani atarlı anlarda olsan!!! anlarım da... :)))
Ay nedir acaba valla merak ettim? Ece ablada döktüğün beton tutmuş kafamı çarptım dedi. Meraktan ölüyorum. Nooldu, nooldu neyi kaçırdım???
Sil1 dakika.. Şuan kalktım çözücem ben olayı . Yüzümü yıkayıp başlıyorum dedektifliğe.
SilYağmurcum :)))) Ece ablaya uğrayım o zaman :))))
SilZehra gelmiş yayını gördüm Yağmur'cuğum, biraz yayınlara bakayım dedim. Mim vardı 4 soruluk, orada üstteki yazına bir tıkla geldim. Üşenmem, tekrar okudum yorumlar da dahil.
SilOlayı anlamadım, epey de geçmiş üstünden. Ben sandığımdan da safmışım meğer. Ayşe kardeşim benim bloğuma hemen gelmek istemiş?Yağmur bana açıklarsın değil mi canım ? Konu enteresan ve ben hiç bir şey anlamadım. Help :(
Dur şimdi bende anlamadım. Hangi olay Ece abla? Senin bloguna gelme meselesiyse eğer anlamadığın konu şuydu, hani sen bana döktüğün beton tuttu, kafamı çarptım demiştin ya, bende onu anlamamıştım. O arada Acemidemirci'de gözünden kaçanlar var diye yorumunda yazınca, bende hem Ece ablanın dediğini anlamadım meraklandım, hemde gözümden kaçan bir şey olmuş onu merak ettim anlamında yazınca, Acemidemirci'de Ece abla başını çarptıysa ona bi bakayım anlamında yazmıştı :) Çok karışık oldu ama umarım anlatabilmişimdir.
SilAlmadılar Dönüyorum şiiri.
SilYağmur Yağar 5 haftadan fazla
Ece abla o kapının ardına beton döktürme bana bu saatte rica ederim. Seviyorum seni kapı mapı yok unut !
Bu yoruma o kadar gülmüş ve mutlu olmuştum ki, samimi, içten tatlı...Ben de şaka yaptım sana, 'yeniden düşündüm gitmeyi, betona çarptı kafam, yani hayatımı kurtardın demekti bu.Depresyonda şunu yap, bunu yap, neden böylesin? den ziyade, bu tür tatlı çıkışlar insanı o ruh halinde çıkarıp güldürebiliyor. Anladığımı anlatabildim değil mi canım benim :) Bu yazının yorumları da ne bereketliymiş :) Bak konu dışına bile sarktık, hala doyamıyoruz yazmaya. Çok öptüm seni Yağmur'um.
:)) Evet fazlasıyla anlattın Ece ablacım. Valla çok haklısın yazıyı yazarken bu denli ilgi çekeceği hiç aklıma gelmemişti. Bende seni kocaman öpüyorum:)
SilSosyal medyada ki #follow4follow etiketiyle blog alemini karıştıran arkadaşlar var :) Burada işler instagramda ki gibi like4like şeklinde ilerlemiyor. Bunu yapanların öncelikle hangi mecrada olduklarına bakması gerek. Neyse ki henüz böyle saçma insanlarla karşılaşmadım :)
YanıtlaSilŞanslı azınlıkta olmana sevindim. Dilerim onlar nerede olduklarının ayırdına vardırda sen hiç karşılaşmazsın. Sevgiler,
SilBana da denk geliyor. Yorum olarak "Bana da beklerim." yazan mı ararsın, direkt 'url' atan mı? Orada 100 kişi görünse ne 1000 kişi görünse ne? Nasıl bir ego anlayamıyorum. Ben mesela takipçi sayımın fazla bile olduğunu düşünüyorum zira çoğu insanın hoşlanacağı tarzda yayınlar paylaşmıyorum, benle işleri olmaması gerek onların. Sadece sayı olarak varlar.
YanıtlaSilDoğru diyorsun. Şu ego işini çözemedim kafayı tırlatıcam. 1 kişi bile olsa kurtarsam ölsem gam yemeyeceğim. Ama çalışmalarım sürüyor inatla devam edeceğim.
SilBen de bloguma davet etmek için bana da beklerim klişesini kullanıyorum fakat takip ettiğim kişileri takipten çıkarmak gibi bir egoistlikte bulunmuyorum. Blogumu bilsinler ama takip edip etmeme kararı onlara kalmış. Beni takibe aldıktan sonra geri çıkarıyorlar mı hiç dikkat etmedim. Eline sağlık deyip direk copy paste ile linkini bırakıp gidenlere sinir oluyorum, link vermeyiniz uyarımı görmeye yetecek kadar bile durmuyorlar. Herkes takipçisi çok olsun, yazdıkları okunsun istiyor. Ama okumadan etmeden, başkalarının düşüncelerine değer vermeden değer beklemenin bir çiçeği sulamadan açmasını beklemekten farkı yok.
YanıtlaSilBenimde dediğim oldu beklerim diye. Ama bunu tamamen tanısan sende seversin mantığıyla yaptım. Bunlar öyle enteresan ki seni ekliyo, bana da beklerim diyo iadeyi ziyaret yapıyosun yada ekliyorsun anında siliyor. Ruh hastası olduklarını düşünüyorum. Benzetmen güzeldi papatyam :) hiç emeksiz yemek olur mu? Olmaz :))
SilSen içini ferah tut Yağmur, herşey geçiyor.. Onlar da geçeer gider.
YanıtlaSilTamam Gökçecim.. Umarım geçiiip, giderler.
SilSanırım eski bir bloger olarak ağzımı açsam içine torpil sokup beni havaya uçurmak isteyen o kadar çok insan olur ki anlatamam:) yaşamam lazım:)
YanıtlaSilher tür insanla karşılaştım aklın hayalin durur takipçi sayısı için kimliğinden vazgeçenleri gördüm isstismarcıları bilmeden yücelttik sadece iki izleyici uğruna tamamen reklam ve tanıtım için önemli , bazı yorumlarda öyle, sanmaki sana bayıldığına geliyor . Çok kötü insanlar var ,çok iyi insanlar var bunları ayırt etmek elinde.
Zaten anlıyorsun insanlar gerçek hayattaki kişiliğini buradada saklayamıyor illa anlıyorsun o yüzden takma kafayı giden bizden değildir:)
Canım ben bu yoruma cevap yazdığımı hatırlıyorken bir baktım seni cevapsız bırakmışım. Demek ki neymiş telefondan cevap yazdıktan sonra bir de kontrol etmek gerekiyormuş. Dediklerine tamamen katılıyorum. Bu kadar geç bir cevap olması nedeniyle de özür diliyorum. Tamamen telefonumun azizliğidir. Sevgiler,
Silyazıyı okuyunca yorum atayım dedim ki yorumlardan aşağı inmem zor oldu maşallah, herkes dertli sanırım bu konuda. takibe takip olayını hiçbir platform da sevmiyorum. Okumaktan keyif aldığım kişileri takip edip yorum atıyorum ama bunun yanı sıra takipçi artması ve yorum bırakılması yazan kişiyi daha çok yazmaya sevk ediyor, yeni blog açan arkadaşlara destek olmak amacıyla takibe alıp yorum atılmasında beis görmüyorum.
YanıtlaSilValla bu kadar ilgi çekeceğini bende düşünmemiştim açıkçası. Dediklerine katılıyorum. Zaten bunlarda bi sıkıntı yok. Sıkıntı kendini eklettiği anda seni silmesi. Yoksa takipçiymiş (gerçekten okuyup takip ediyorsa tabi), yorummuş acayip motive eden şeyler.
Sil