6 Haziran 2016 Pazartesi

Cevapsız sorular.. (Meltem'e)

Yoğun istek üzerine geliyor bu yazım :) Aslında ısmarlama yazılar yazamam ama demek benimde gönlüm varmış ki gelen yorum üzerine ‘bu yorumla olacak iş değil, ben sana özel bir destan yazarım’ deyiverdim. Evet Meltem, senin yorumun üzerine yazıyorum bu yazıyı. Ama baştan uyarayım ahkam kesecek durumda değilim, hatta durumum bile yok. Sadece yazıyorum çünkü yapabildiğim tek şey bu. Şimdi yorumunu kibarca aktarmak gerekirse ‘neden insanlar itildikleri yere gider, neden üzüldükleri halde boyun eğerler?’ diye sormuştun. Bilir kişi değilim elbette ama yine de düşündüklerimi aktaracağım. Ve pek tabi ki tamamen kendimden, yaşadıklarımdan yola çıkacağım.

Bazen insan çok sever, öyle çok sever ki farklı bir boyuta geçer.
Bazen sevilen bu kadar sevilmeyi hak etmez.
Bazen seven kadar sevmez,
Bazen bu ilgi ve sevgiden kendini bulunmaz Hint kumaşı zanneder..
Bazen her şeyi hakkı gibi görür, seveni ezer de ezer..
Bu zannetmeler ve bazenler alır başını gider..
Bilmez ki sevenin sevgisi olmasa koca bir HİÇ’tir.
Bencilliğiyle hiçliğini kamufle ettiğini düşünür, bir yanılgıdan diğerine geçer..

Seven taraf bazen yalnızca sevmeye odaklanır, tüm olumsuzlukları kenara atar ve sadece sever. Bazen karşılaştığı ilgisizlik hırsa dönüşür, boşa kürek çektiğini bile bile mücadeleye girişir. Bazen kaybetme korkularından, kaybedersem yaşayamayacağım düşüncesinden ötürü tutunur da tutunur.. Belki de en çok korkuları yüzünden böylesi ezilir durur. Bir akıl tutulması olayıdır bu.

Ben seven taraf olduğum için ‘kendilerini canından çok sevenleri, öldüresiye üzenleri ASLA anlamayacağım’! Benim aklım bunu anlamaya yetecek gibi de değil.
Şimdi sen buna hırs mı dersin, akıl tutulması mı, zeka geriliği mi, aptallık mı ne dersen de..
Kimse verdiği değeri almıyor…
Ve niyeyse bu değeri gidip hak etmeyen birine veriyor. Şimdi neye göre hak, hukuk demeyin?
Gayet basit tanımıyla yazıyorum.
Şimdi şöyle diyenlerde olabilir ‘sen elmayı seviyorsun diye, elmanın da seni sevmesi şart mı?’ hayır elbette değil. Bahsettiğim şey şu, birini seversin sadece seversin. Karşılıklı eşit düzeyde başlayan ilişkide bir süre sonra ibre bir tarafa kaymaya başlar, işte böyle zamanlarda ibre hep daha fazla seveni gösterir. Başta seven taraf, bunu anlayınca seveni ezmeye başlar, kendine güveni gelir, burnu Kaf dağına ulaşır, başı göklerdedir artık.. Oysa bilmez ki yalnız sevildiği için güzel gelir sevdiğine yoksa hiçbir anlamı yoktur. Egosunun esiri olan bu kişilerin amacını bilemediğimden bu konuda maalesef bir şey yazamıyorum.

Neden, neden, neden? diye sormaktasın. Bende sormaktayım kendime. Aldığım belki de en net cevap ‘korkular’..
Kaybetme korkusundan, koca bir yanılgı yüzünden gidiyor insan itildiği yere..
İtildikçe kıymetli sanıyor, elde etmek istiyor amaçsızca..

Ne yapmalı, nasıl aklımdan çıkarmalıyım diyorsun? Bende sana, kelin ilacı olsa başına sürer diyorum.

Hadi bakalım şimdi sıra sende, cevaben yazacağın yazı belki de neler yapabileceğimizi bulmamıza yardımcı olur..

Sevgiler,


29 yorum:

  1. İlk ben yazcam bi kere :)))
    Yok yok aranıza çok karışmayayım ama o güzel yüreğine ve kalemine sağlık diyeyim ve kaçayım kendi bloğuma ...
    sevgiler tatlım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) ne güzel yaptın kaçmasaydın keşkeee. Sevgiler Didom:)

      Sil
  2. Herkes kendinden sorumlu.Sadece sevmeye devam etmek gerek.:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevelim o halde... Aynı ölçüde sevilmek dileğiyle:)

      Sil
  3. Öncelikle çok teşekkür ederim.Yazınızda kendi yansımamı gördüm.Bu kadar bana yakın bir yayın olabilir mi...İnsanların birbiri ile tanışmaları bana hiç bir zaman tesadüf gelmemiştir.Bu yüzden de size çok teşekkür ederim.Cevapsız sorularla baş etmek çok zor.Bir ikizler olarak düşünmek benim benliğim.Ve bazen cevap bulamadığım sorular oluyor.Kaybetme korkusunu insan gerçekten sevdiği zaman yaşıyor.Bu korku hem onu ayakta tutuyor hemde en büyük zaafını karşısına sunuyor.Bu yüzdende karşımızdakinin kaybetme korkusu olmadığı için bu cevapsız sorulara biz takılıyoruz.Çözümü çok zor.Ne bileyim belki de cevapsız kalmaları gerekiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) Rica ederim. Asıl ben teşekkür ederim değerli yorumun için. Tesadüfe inanmam bende. Bir sebebi vardır diye düşünürüm. Ne mutlu ki aynı şeyleri düşünebildiğimiz insanlar var. Korkularımızdan kurtulmak ümidiyle, sevgiler.

      Sil
  4. bu soru vaktiyle bir arkadaşım tarafından bana sorulmuştu ama pek de cevap verememiştim o an içinde bulunduğum durumla. ne güzel yazmışsın aktı gitti =)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Evrimcim. Artık seninde söyleyeceklerin vardır eminim, neticede sende çok güzel bir yazı yazmıştın yaşadığından yola çıkarak.. Sevgiler,

      Sil
  5. hımm ince ve hassas konular. sevgi koşulsuz ve ölçüsüz olmalı ancak davranışlar ölçülü olmadığı için orantısız bir yapılanma oluyor.

    korkunun olduğu her yerde düşün bir köpek dahi korkunun kokusunu aldığında hırçınlaşıp güç gösterisinde bulunur, hiyerarşik bir güdü oluşuyor.

    Korkarak sevmek yani kaybetme korkusu biraz özgüven eksikliğinden olabilir, ya da eksik sevilme baba eksikliği anne eksikliği vs..

    unutma olayına gelince spor, meditasyon, yoga ve farklı şeyler katarak hayata , hayatı tek bir odak noktasından çıkararak mümkün olabilir canım. Hergün yeni güzel birşey yapmak lazım. Ödev gibi.

    Elbette üzülecek o kişi ama hayatın seyri içinde öyle güzel şeyler var ki onları deneyimlemek için adım attığı anda otomatikman güzel ve mutlu düşünceler belirmeye başlayacak beyinde. Ondan sonra da o unutulmayan aşık olunan kişi yavaş yavaş hayal olmaya başlar herhalde :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnce ve hassas bir konuya, yine kendin gibi ince ve hassas yaklaşmışsın. Korkular konusunda dediklerine katılıyorum. Çok fazla korkum var ve bunları yenmek için elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Çok başarılı değilmişim gibi gözükse de arpa boyu da olsa yol aldığımı gözlemliyorum. Tavsiyelerin çok yerinde. Üşengeçliğim ve isteksizliğimi yenebilirsem ki zorluyorum kendimi bu konuda da dediklerini uygulamaya geçeceğim. Çiçek gibi yorumun için teşekkür ederim. Sevgiler,

      Sil
  6. Yağmuuuurr şimdi gördüm daha, senin kalemini öpeyim:)bazen insan farklı bir boyuta geçer demişsinya haklısın ben sevdim mi ssadece seviyorum.Dediğin gibi bir taraf herzaman ötekine göre şımarıyor, aslında problem edilmeyecek şeyleri bile etmeye başlıyorlar neden onu da çözebilmiş değilim, kendimce şöyle bir teorim var hayatta çok şey elde edememiş insanlar sevildiklerini hissedince sevgiyi kullanıyoarlar.GERİZEKALILAR!Şimdi seven tarafa geçelim, az duygusalsa ben gibi sanki dünyada artık sevecek başka öküz yokmuş gibi kendini yemeye başlar, vay efendim olmaz öyle ya bırakp giderse, neyse bunu da alttan alayım...hırs mı aptallık mı dye sormuşsunya, ben bazen farkediyorum kendimde hırs yapıyosun kızım sen sevmiyorsun ki artık diyorum,mesele terkedilmen; çünkü yediremiceksin ve gidenin izi kalır bunu biliyorsun; ama benim meselem neden izi kaldığı, neden unutylmadığı.Ve bak yine çok haklı olduğun bişi daha var, insan sevdiği için karşıdaki ona güzel gelir, bana derlerdi mesela ay bu mu sevgilin diye ben gülümseyerek cevap verirdim evet derdim o benim için enn bii tatlı insandı; ama o bunu gerçek sandı lan öküz herkes seni benim gözümden mi görüyor ona mı güvenyorsun da başladın artistliğe ama paşaam çoktaan havalanmıştır artık, en sonunda da daa daaam, bize arta kalan sevmeler(?) düşünceler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla fazla aydınlatıcı olmadı yazım ama benim aklım ancak bu kadarına yetti. Adım hıdır elimden gelen budur. Sevgiler,

      Sil
    2. bugün aşırı yoğundum son 1 senedir bukadar çalışmamştım hiç(işe başlayalı o kadar oldu:) ) ama ben de yazam teşekkürleeer

      Sil
  7. Bir keresinde bana yaşça büyük bir adam şey demişti: "Erkeğe hiçbir zaman sevdiğini söylemeyeceksin, tam olarak hissettirmeyeceksin. O zaman ipler onun elinde olur, seni kullanır, ezer." demişti. O zaman gülmüştüm, haklılık payı vardı ama benim sevdiğim insan için bu geçerli değildi. Sonra anladım ki onun için de geçerliymiş. Bazen insan gerçekten mutlu, huzurlu hissettiği yere dönüyor. Ne pahasına olursa olsun.
    Kalemine, emeğine sağlık. Yaşadığım durumları gördüm resmen. :)
    Sevgilerimle... :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seni görmek ne güzel :) Ben sadece duygu ve düşüncelerimi aktardım sen de karşılık bulmasına da şaşırmadım. Çünkü öyle sevgi dolusun ki bunu kendine saklamazsın. Umarım bunun kıymetini bilecek insanlarla karşılaşırsın. Hep mutlu olman, çok mutlu olman dileklerimle. Kocaman sevgiler..

      Sil
    2. NE GÜZEL DEMİŞ O BÜYÜĞÜMÜZ, ELLERİNDEN ÖPÜYORUM HEMCİNSİNİ TANIYOR :D

      Sil
  8. Yaa sen ne kadar güzelyazmışın,duygularını çok güzel dile getirmişin :) Sevgiler....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çoook teşekkür ederim, kocaman sevgiler.

      Sil
  9. Geri zekalı, öküz, bulunmaz hint kumaşı, şımarık, hiç; ama kendini kıymetli sanıyor, ezen, bencil, kötü, burnu Kaf Dağı’nda, belki de karşılaşılan her kişiden ilk duyulan söz “güzel” olunduğudur, bilmiyoruz çünkü tanımıyoruz anılan kişiyi yine de buna rağmen nasıl oluyorsa ille de yalnızca seven onu sevdiği için güzel, yanılgılar içinde, egosunun esiri, başı göklerde, ezerse kendine güvenen… Bolca peşin hüküm gibi geldi bana bunlar bizim Yağmur kızımız...

    Öyle yazdım çünkü karşı tarafı dinleme imkanımız yok, değil mi Yağmur kızımız? Tek yönlü bir bakış içindeyiz o yüzden. Kesin yargıdan kaçınmak için yeter de artar bile bu. Bu da gösteriyor ki hepimiz burada biraz biraz benciliz, bakış açımızı daracık tuttukça…

    Buna başka ne yazabilirdim ki. Ben bocalarım böylesi dar açılarda kalınca. Kendi adıma acele bir yargıdan kaçınmayı, ufku genişlilik olarak düşünüyorum 

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazımın başında da belirtmiştim ahkam kesecek durumda değilim, bilir kişi de değilim elbette. Sadece bana sorulan bir soru, hatta benden önce kendi kendine sorulmuş olan bir sorunun bana yansıması üzerine, tamamen kendi yaşadıklarımdan yola çıkarak düşüncelerimi anlatmaya çalıştım. Bunu yaparken sadece kadın – erkek ilişkisini değil, arkadaş, dost ve çevremizdeki diğer insanları düşündüm. Kendi bakış açımdan yazınca belki dar bir açı oldu. Belki bakış açım ancak bu kadarına yetiyordur o da olabilir.

      Elbette ki buraya sadece ben düşüncelerimi yazdığım için kime gidiyor bu laflar o kişinin gözünden ben nasılım bunu öğrenme şansınız olmuyor. Öğrenme şansınız olsaydı, emin olun yazdıklarımı teyit ederlerdi (yüzüme ettiler oradan biliyorum tahmin de bulunmuyorum). Bu kadar da güvenleri tam insanlardır bahse konu kişiler.

      Çok detaya girmiyorum yazarken genelde.. O bana böyle yaptı, bende ona böyle yaptım gibi anlatmıyorum. Neticede olan şeylerin, hissettirdiklerini yazıyorum bunları ispatlamama gerek yok. Kanlı canlı yaşamaktayım maalesef.

      Son olarak bu yazıyı erkek arkadaşım için yazmadım. İnsan ilişkileriyle ilgili genel bir yazıydı. Aksine o adam çok sabırsız bense çok sabırlıyımdır :) Bunu da ben değil o söylemektedir Yazılarımı takip ettiği için buradan ona da seslenmiş olayım, eğer üzerine alındıysan ve düşüncende farklılık var ise lütfen sende yaz. Yazı gibi yorum oldu yine :) Değerli yorumun için çok teşekkür ederim, bu yorumlar sayesinde umarım bende farklı bakış açıları kazanırım. Sevgiler,

      Sil
  10. Haa, Yağmur, sen bunları bir de o erkek arkadaşının yüzüne böyle açık açık söylüyorsan bak onun hakkında edindiğim bir fikir oldu; o adam çok sabırlıymış...

    YanıtlaSil
  11. yüreğine sağlık sevgili Yağmur seven tarafta kalmaya devam edelim ki sevgiyi kirletenlere izin vermeyelim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aksi mümkün değil zaten. Ben sevmeyi seviyorum :) Değerli yorumun için teşekkür ederim. Sevgiler,

      Sil
  12. Yazıyı sevdim, düşüncelerine de çok yakın hissettim, hatta kendi yazılarımda da kullandığım bazı noktalara rastladım. Kendince sana yöneltilen bir soru hakkında fikirlerini paylaşmışsın, ve bence soru da öyle bir soru ki: İster 10 kişi daha en güzel şekilde açsın düşüncelerini, anlatsın tecrübelerini, aldığından çok fazlasını verme hatasına bir kere düşmeden, gerçekten anlayamaz insan malesef. Keşke kimse bunu anlamak zorunda kalmasa dünyada.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazı genelde yanlış anlaşılmaya müsaittir. Dilediğince okur, tonlama verir, anlamak istediğin gibi anlarsın.. Oysa sadece tam da senin anladığını anlatmak istemiştim. Ama bunu anlayabilmek için senin de dediğin gibi 'aldığından çok fazlasını verme hatasına' bir kere düşmek gerekiyordu. Teşekkür ederim yorumun için, sevgiler,

      Sil
  13. Sevmeyi sevmek ve sevmekten asla vazgeçmemek işte en güzeli gerçekten bu ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazı bünyeler aksini kabul edemiyor:) Hele bir de karşılıklı olursa tadından yenmiyor :) Sevgiler,

      Sil
  14. Ne güzel satırlar, okurken bir rahatlama geldi :) Sevmek, sevilmek en güzeli. Hatice hanıma katılıyorum biz hep sevgiden yana olalım. Gerisi teferruat... Kalbi sevgilerimle... https://bizimmutfakdan.wordpress.com/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel dilekler için teşekkür ederim. Sevgiler,

      Sil