Sevgili kendim,
Bildiğin üzere günler evvel seninle bir yazı yazdık lakin
onu da taslaklara kaydedip, yayınlanmayacaklar listesine dahil ettik. Çünkü iyi
bir şey çıkmadı bu yazıdan, aradık bulamadık. O yüzden gayet iyi niyetle
başlayan bu yazıyı senin için yayınlamak üzere yazıyorum..
Yolun yarısına sayılı günler kala sana, kendime, içimdeki o
koca kalabalığa seslenmek niyetindeyim..
Kimler yok ki o kalabalığın içerisinde, hepsine tek tek
seslenmeye kalksam yazı bitmez ama içlerinde öne çıkanlar, sesini duymazdan
gelemediklerim var. Onları görmezden gelemem o yüzden bir yerden başlamalı..
Önce ondan, küçük kızdan..
Hey sen! Kalbi kırık küçük
kız!
Tamam çok üzdüler seni, kırdılar kalbini ama kırık bir
kalple, kaybolan parçalarla da yaşayabildin, o gücü bulabildin. Aferin sana! Artık
parçaları arama, bulamayasın diye ayaklarıyla itenler, eline alıp uzaklara
fırlatanlar, denizde taş sektirir gibi sektirip denizin dibini boylatanlar
oldu.. Bulamazsın o parçaları.. ARAMA ARTIK, ARAMA!!!
Hayalleri yıkılan, şaşkın kız..
Ne o, niye şaşırdın? Eğriyi doğru yapmak sana mı düştü?
Dünyayı değiştireceğini mi sandın? ‘O işler öyle olmuyor’ demedik mi? Artık
biraz laf dinle, bildiklerine şaşırma!
Hey sen KORKAK!
Yeter artık korkma! Üzülmekten, kaybetmekten, başına
geleceklerden, kontrol edemediklerinden.. Teslim ol, bırak ALLAH’a..
Seni gidi inatçı seniiiiiii,
Hiç pes etmedin, hiç yılmadın.. Bazen bunalttın, bazen çocuk
gibi tutturmalarınla bezdirdin ama aferin sana, hep sen kazandın. Biraz daha
sakin ol, malum bu yaştan sonra sana katlanmak daha zor ama eksikte olma..
Güveni sarsılan canım kendim, sevdiklerine inanmak isteyen
saf, salak yanım.. Üzülme sen, ne demiş
Yunus Emre ‘üzenlerin üzüldüğü vakitte gelir’..
Vicdanı bol, merhametli kendim.. Ne olursa olsun hep vardın, pusulam oldun,
yolum oldun, hiç kıyamadın ya en güzelini yaptın.. En çok ta sen, beni ben
yaptın..
Küslük sevmeyen tatlı yanım.. Hiiiiiççç bişey kaybetmedin,
kaybetmeyeceksin de! Gurur yapıp güçlü görüneceğine, alttan alıp mutlu olan
ol..!
Dikkatli şey, puzzle ustası, her şeyi bilen kadın! Ne
geldiyse senden geldi.. Azıcık aptal olabilmeni dilerdim, aptalların dünyasına
bunca akıl fazla geldi ne dersin?
Melankolik tarafım.. hüznü mü seviyorsun, hüzün mü seni
bilemedim.. Biraz dirayetli ol, biraz kendine gel canım, böyle de olmaz ki..
Komik kız, olmadık zamanları eğlenceye dönüştüren tatlı yanım
benim.. Sen hep var ol emi? Daha çok konuş, daha çok sen ol, mutlu olalım..
Hey isyankar! Susmak nedir bilmeden kafamı şişiren koca ses!
Hep bir isyan.. Hep bir başkaldırma az biraz sakin ol, gücüm kalmadı. Hem yaşlı
bir kadınım artık yorma beni.
Ey adalet arayan! Teraziyi dengede tutucam diye öldün..
Sende herkes gibi olsaydın kolay olacaktı işin.. Ama sen hiç kolayı sevmedin
iyi de ettin. Başarılar dilerim.
Hazımsız, fırsat kollayan, lafı gediğine koymak için
yıllarca bekleyebilen tarafım.. seni bir gün rahat görebilecek miyim? Boşveeeer
diyebilecek misin? Yapabilir misin?
Sabırlı halim… ne denir ki sana bilemedim. Ne çok tahammül
ettin, ne çok dayandın, dayanıyorsun.. Hep sevdiğinden, hep çok sevdiğinden..
Seni nasıl unuturum çocuk yanım…biliyorum hiç ama hiç büyümeyeceksin o yüzden hep temiz kalacaksın..
Ve tabiî ki sen… iç sesim, içimde en kuvvetli çıkan sesim!
Beni hiç bırakmayan kendim! 35 yıl, tam 35 yıl benimle olan kendime, tüm süreçlerde bana
yardımcı olan kendime, beni hiç yalnız bırakmayan kendi kendime çok teşekkür
ederim.
İyi ki varsın J
/ (Az kaldı keyfini çıkar)