Bireysel problemlere ülke sorunları da
eklenince ortaya bu başlık çıktı haliyle. Bugüne kadar politikayla alakam
olmadı. Zaten kelimenin manası da ‘Bir
hedefe varmak için karşısındakilerin duygularını okşama, zayıf noktalarından
veya aralarındaki uyuşmazlıklardan yararlanma vb. yollarla işini yürütme’
benden son derece uzak bir kavram. Ülke meselelerine de bugüne kadar kafamı
yormadım. Önemli olan Müslüm Baba’nın dediği gibi ‘Benim Meselem’di. Lakin öyle
bir an geldi ki benim meselelerim birden ülkenin de sorunu halini aldı. Allah
biliyor ya çok memnunum bu durumdan. Tek başına rahatsız olmak, tek başına kafa
tutmak, birilerine kendini anlatmak durumunda kalmak kötüydü. Baktım ki ben
gibileri meydanları doldurmuş, ‘Yeter Artık’ diyenlerin sesleri cılız bir iç
ses olmaktan çıkıp havaya dağılmış yüzüm güldü elbette. 31 Mayıs günü başlayan
bu direnişin nasıl bir sona bağlanacağı meçhul olsa da, yalnız olmadığını
anlamak bireysel mutlu sonları getirecektir diye düşünüyorum. BEN merkezli
BENCİL anlayışın sona erdiği bir toplum hayallerimi süslüyor. Egosu olmayan
insanların çoğaldığı bir düzlüğe varmak isteği kaplıyor içimi.
Peki neden oldu tüm
bunlar? Neden benim meselem, toplumun meselesi oldu?
Tabi ki en büyük
problem ‘saygı-sızlık’.
Bugünlerde saygı nereye
konduğu unutulmuş bir eşya gibi. ‘Şeytaaaan aldıııı götüüürdü satamadıııı
getirrdiii’ diyerek aramak faydasız.
Faydasız diyorum çünkü
çok aradım lakin bulamadım oradan biliyorum.
Ayrıca şunu da
biliyorum ki ‘saygı görmek istiyorsan, saygı göstereceksin’ söylemi de
gerçekliğini yitirdi.
Yeterince saygı
göstermeme rağmen göremediğim saygıdan öğrendim bunu da.
2 sevdiğim kelime var.
Adap ve edep. Bu kavramların olmadığı kişiler saygıyı öğrenemiyor maalesef.
Malum adap; yol –
yordam, edep; iyi ahlak, terbiye anlamını taşır. Edepsiz birinden saygı
beklemek manasızdır.
Her ikisi de ailede
öğrenilse de içinde de olacak insanın. İçine sonradan bir şey koyulmuyor. Tıp
henüz olmayan duyguları nakil etmeye başlamadı maalesef.
Hal böyle olunca
uzaklaşmak, ‘amaaan boşver’ demek yetmedi kimilerimize..
Saygısız insanlardan
uzaklaştıkça onların alanlarını genişlettiğimiz gerçeği tokat gibi çarpınca
yüzlerimize kendimize geldik belki de.
İşte bu yüzden
bireylerin sorunları, toplumun sorunu oldu..
İşte bu yüzden birden fazla yüze sahip olanlar ne yapacağını şaşırdı.
Erkin Koray'ın dediği gibi;
Şaşkın sana ne dedim sen ne yaptın,
Dün gece gördüm seni ters yola saptın.
Sana başka sözüm yok bu alem içinde
Bir alemsin şaşkın sen, alem içinde..