11 Nisan 2013 Perşembe

İsmini vermek istemediğim bir yer...

Anlatmak istediğim yerin ismini vermek istemiyorum. İstemememin çeşitli sebepleri var o yüzden hemen anlatmaya başlıyorum.

Geniş yollardan geçerek girdik şehre solumuzda deniz, sağımızda ağaçlar... Yollarımız tünellere bölünse de manzaramızı kesemedi hiçbirşey. Yemyeşil şirin bir park yapmışlar sahile, belli ki insanlarda bilinçli kirletmemişer etrafı. Küçük küçük balık restoranları, düzenlice dizilmiş evler, bom boş yollar. İnsan böyle bir yerde yaşamayı hayal ediyor. Bende ettim. Denize bakan o evlerden birinde olsam, hergün bu manzaraya baksam. Hep o çok sevdiğim filmdeki gibi Karadeniz'in bir dağ köyünde, bahçeye kurulmuş bir döşekte yatsam. Üzerimde bir yorgan, öylece yatsam. Bazen yağmur yağsa üzerime bazen kar... rüzgarın sesini de dinleyebilirim sadece yada sadece sessizliği...

Yolda yürürken çekemediğim her kareyi kazıdım zihnime. Her zaman yapılabilecek en güzel şeyin hafızaya almak olduğunu düşünmüşümdür. Eğer gerçekten iyi bir gözlem yaparsanız sonradan hafızanıza getirdiğiniz her anı tekrar tekrar yaşama imkanı bulursunuz. Bende öyle yaptım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder