Bugün hiç tanımadığınız biri için, babam için dua edin...
27 Ağustos 2013 Salı
23 Ağustos 2013 Cuma
18 Ağustos 2013 Pazar
Ayılma anı...
Bir su sesi duydum... Yoğun bir ses sonra babamın koşar adımları...
Nasıl fırladım yataktan anlatamam.. Kusuyordu öyle korktum ki...
Ne yapacağımı bilemez bir halde havlu kağıtları alıp yerleri silmeye başladım. Şimdi yatıyor bense ağlıyorum. Sinirim çok bozuldu çok korktum. İçimdeki korku beni öldürecek öyle ki nefes alamıyorum.. Allah'ım çok korkuyorum ne olur yardım et.
17 Ağustos 2013 Cumartesi
Hayat 65'ten sonra güzel..
Bu sabah kalkar kalkmaz aklıma geldi ve hemen anneme söyledim arada gidelim diye. Bahsettiğim kişi annemin bir arkadaşı. Kendisini çok severim. Neden sevdiğime gelince bir kere kendimi yanında korkunç rahat hissediyorum sonra olduğu gibi bir insan ama en çok neden derseniz sürekli küfürlü konuşup gülmekten öldüren bir yanı olması. Düşünün 8 saat boyunca bizi gülmekten öldürdü. Aslen Bosnalı. Annesi tarafından hayatına yön verilmiş biri o. Bu okula gideceksin demiş gitmiş sonra bu okula gideceksin demiş ona gitmiş sonra bu adamla evleneceksin demiş o da evlenmiş. Kocası sonradan Müslüman olmuş bir Ermeni. Aslında iyi bir adam ama aması var. Yıllarca ailesinin karısını ezmesine göz yummuş, fazla rahat ve yemekten başka birşey düşünmeyen bir adam. Ne zaman ki adamın annesi ölmüş, kardeşleriyle arası açılmış, benimki içindeki kini kusma fırsatını yakalamış. Oh iyi de yapmış. Yıllarca ezik yaşamış, çile çekmiş bu kadın belirli bir zamandan sonra boşvermiş herşeyi şimdilerde hayatını yaşıyor. Felsefesi çok farklı kimsenin cesaret edemeyeceği şekilde düşünüp yaşıyor. Kolay kolay birşeye bozulmuyor, aldırmaz, umursamaz bir hâli var. Ona bugün anlattıklarıma karşılık hayat 65'ten sonra güzel, o zaman anlıyorsun diyor. Kıskandım onu. Hayatını hep başkalarının yönlendirmesiyle yaşamış bu kadının geldiği nokta varmak istediğim nokta. Ama o bunu şimdi anlayamayacağımı söyledi. İnsan 65 olmadan öyleymiş gibi yaşayamaz mı? Neydi ki bu farklılık?? Bunca şeyi yaşamak mı gerek bu bakış açısına ulaşmak için sorular sorular sorular...
14 Ağustos 2013 Çarşamba
Sınanıyorum..
Rabbena efriğ aleyna sabran ve sebbit ekdamena vensurna alel kavmil kafiriiin.... (Bakara)
Allah'ım sen sabır ver yarabbim.. sen sabır ver. Amin.
Allah'ım sen sabır ver yarabbim.. sen sabır ver. Amin.
Vicdan uyur mu sandın???
Saatlerimiz 00:12 ve telefonum çaldı inanılır gibi değil. Yattığım yerden ışığı yanıp sönen telefonun yanına gittiğimde gördüm adını. Normalde hafta içi 22'de yatan kız gece yarısı beni arıyor. Bu imkansız gibi birşeyken pişmanlık uyutmamıştı... Bekle açarım salak diyerek yatağıma döndüm.. Bu seferde mesajlar gelmeye başladı.. Yarın akşam beni içmeye götürecekmiş güleyim bari... Acaba değil içmek ölecek olsam onunla su bile içer miyim?? Tabi ki cevap vermedim hiçbir mesaja... Ben bu satırları yazmaya devam ederken mesajlar gelmeye devam ediyor. Anlaşılan o ki yaptığının pişmanlığı bu gece onu uyutmayacak ve günlerdir sıcaktan uyuyamayan ben, bu gece rahatlamış olarak uyuyacağım.
Ara ara belki bulursun....
Birde ufak dileğim var hazır uyuyamıyorken bu gece bana yaptığı tüm haksızlıkların birbir aklına gelmesini diliyorum..
13 Ağustos 2013 Salı
Lanet olsun içimdeki insan sevgisine...
Sevgilim,
Şimdi sen bana kızacaksın yine arabesk yine karamsar bir yazı diye ama hiç kızma çünkü çok sinirliyim ve yazmazsam çatlayacağım. Bana diyorsun ya insanlara şans ver hemen kestirip atma diye.. Gerçi sende biliyorsun hemen kestirip atmadığımı ama sen daha farklı bakıyorsun insanlara neyse uzatmayacağım konuya geliyorum. Salak ben, kalktım birisine bir şans vereyim dedim (kızın biri sen anladın onu) yine hayal kırıklığı yine hüsran. Bundan birkaç gün evvel çok yalnız olduğunu ve çok sıkıldığını söyleyen bu arkadaşa dedim ki beni niye aramadın gelirdim. Dedi ki 'gelmezsin diye demedim' bende ona dedim ki 'ne zaman çağırdın da gelmedim ayıp ya bari benim yerime düşünüp karar verme'. Baktım bunun üzerine yaptığını anladı ve yine yanaşmaya çalışıyor hadi dedim bu sefer geri çevirmeyeyim telafi etmeye çalışıyor. Bu sırada bana 'akşam bana gel' diyor falan iyi dedim geri çevirmedim. Ne oldu biliyor musun? Ben yoldayken mesaj geldi önce şaka yapıyor sandım. Emin olmak için aradım ne dedi biliyor musun? 'Dışarıda olacağım gelme' tabi şimdi böyle üstü kapalı yazıyorum ama sonra detaylıca anlatırım. Nasıl sinirlendim anlatamam. Peki dedim. Bu seferde diyor ki yarın konuşuruz yarın gelirsin. Konuşuruz deyip kapadım telefonu. Tabi kapadıktan sonra neler sayıyorum ben tahmin edersin. Ama bitti bir daha çok önemli birşey olmadıkça asla ama asla sıkıntıdan gebersem gitmeyeceğim. Hiç kızma bana çünkü haklıyım. Lanet olsun içimdeki iyi niyete, hep bu yüzden mağdur oluyorum ya oh iyi oluyor bana. Hala akıllanmadım halaaaaa... Yeter ya bende mi bir salaklık var? Sahi senin düşüncen çok önemli benim için neden böyle oluyor desene.. Neden iyi niyet gösterdikçe canımı acıtıyorlar?? O kadar sinirlendim ki annemle babama bile anlattım tabi birde küfrediyorum o sırada.. Annem dedi ki seni daha hoşgörülü görüyor insanlar o yüzden seni ekiyor, o yüzden seninle programını iptal ediyor... Belki de haklı ne dersin?? Ama hesap edilmeyen birşey var böyle durumlarda ben gerçekten çok üzülüyorum kalbim kırılıyor fazlasıyla neyse ya böyle işte.. Yazıpta rahatlamak istedim sadece. İyi ki varsın yoksa kime ne anlatırım...sen benim en iyi arkadaşımsın sen benim canımsın.
12 Ağustos 2013 Pazartesi
Mavi Mavi
Türk sinemasının olmazsa olmazı..
'Ben izlemedim' kelimesini kabul etmeyen bir film.
Bir çoğuna göre basit, saçma sapan..
Oysa izlemeyen bilmez içindeki saflığı. Aslında bir filmin değer bulması için çokta sanatsal öğeler barındırması gerekmez. Konu aşk olunca çetrefilli görsellere, değişik anlatımlara gerek yoktur.
Aşk basittir tamda bu filmdeki gibi. Filmin geri planından kamera önüne taşmış olan aşkı kimse görmezden gelemez. Hülya Avşar'ın önce dalga geçtiği, sonra peşinden kapılıp gittiği İbrahim Tatlıses'in karşısına geçip sevdiğini söylediği sahne, dökülen gözyaşı gerçektir. O dönemde aşk yaşadıkları herkesçe malum. Film biraz bahanesi olmuş gözler önüne sermek için. Filmin akışında seçilen şarkılarda çok uyumlu. Örneğin İbrahim'in annesi bu aşka karşı çıkar, o kız sana uygun değil der, aynı şekilde Hülya'nın ailesi de zengin olduklarından fakir bir minibüs şoförünü uygun bulmazlar kızlarına.. Mahalle baskısı bir aşkı heba ederken, İbo'nun yanık sesi devreye girer...
İstemem gelmesin aşkımız bitsin
Onunla küstüm ben hayata aşka
Bırakın bırakın bırakın gitsin
Bir kere insanın şansı gülecek
Sevgili dediğin kıymet bilecek
Bu dünya o yokken elbet dönecek
Bırakın bırakın bırakın gitsin
Bırakın bu sevda burada bitsin
Bırakın bırakın bırakın gitsin
Kapansın kapılar geriye dönsün
Onunda gün gelip umudu sönsün
Bırakın bırakın bırakın gitsin
Bir kere insanın şansı gülecek
Sevgili dediğin kıymet bilecek
Bu dünya o yokken elbet dönecek
Bırakın bırakın bırakın gitsin
Bırakın bu sevda burada bitsin
Bırakın bırakın bırakın gitsin
Bir kere insanın şansı gülecek
Sevgili dediğin kıymet bilecek
Bırakın bırakın bırakın gitsin
Bırakın bu sevda burada bitsin
Bırakın bırakın bırakın gitsin
Bu dünya o yokken elbet dönecek
Sevilmek çok ona sevipte görsün
Fakir kız, zengin oğlan.. yada tam tersi aşklar yalnızca Türk filmlerine mahsus değil.
Bir arkadaşım vardı bu filmi izlerken aklıma o geldi. Çok zengin bir ailenin kızı.
Birde sevgilisi vardı. Hiç unutmam çocuğun adı Servet.. Evlerinin kapıcılığını yapıyordu.
Herkes nasılda dalga geçerdi. İçten içe üzüldüğünü bilmeme rağmen dışarıya karşı güçlü duruşlarını oldum olası takdir ettim.
İnsanlar kendilerinden farklı olana, umursamayana yüklenerek kendini tatmin ediyordu. Can yakmak, seveni ayırmak farklı bir haz yaşatıyordu.
Çevresinde böyle bir aşka şahit olmayanların, görmezden gelenlerin dalga geçtiği bu film, en sevdiğim filmlerden biridir. Ne zaman izlesem ağlarım, ne zaman izlesem aynı etkiyi üzerimde hissederim. Kim ne derse desin aşkın özü 'Arabesk'tir.
İstediğin kadar sevme, istediğin kadar yerin dibine sok aşk arabesktir
bunu kimse değiştiremez.
İçinde bir miktar acı, bir miktar korku, bir miktar hüzün varsa aç bir arabesk şarkı, mutlaka
seni sana anlatacak sözler bulursun, üstelik lafı dolandırmaz arabesk..
Direk söyler ne diyecekse.. boşuna dememişler damar diye..
Bir arkadaşım vardı bu filmi izlerken aklıma o geldi. Çok zengin bir ailenin kızı.
Birde sevgilisi vardı. Hiç unutmam çocuğun adı Servet.. Evlerinin kapıcılığını yapıyordu.
Herkes nasılda dalga geçerdi. İçten içe üzüldüğünü bilmeme rağmen dışarıya karşı güçlü duruşlarını oldum olası takdir ettim.
İnsanlar kendilerinden farklı olana, umursamayana yüklenerek kendini tatmin ediyordu. Can yakmak, seveni ayırmak farklı bir haz yaşatıyordu.
Çevresinde böyle bir aşka şahit olmayanların, görmezden gelenlerin dalga geçtiği bu film, en sevdiğim filmlerden biridir. Ne zaman izlesem ağlarım, ne zaman izlesem aynı etkiyi üzerimde hissederim. Kim ne derse desin aşkın özü 'Arabesk'tir.
İstediğin kadar sevme, istediğin kadar yerin dibine sok aşk arabesktir
bunu kimse değiştiremez.
İçinde bir miktar acı, bir miktar korku, bir miktar hüzün varsa aç bir arabesk şarkı, mutlaka
seni sana anlatacak sözler bulursun, üstelik lafı dolandırmaz arabesk..
Direk söyler ne diyecekse.. boşuna dememişler damar diye..
Neyse yazım çok uzadı. Bu yazıyı bir şarkıyla bağlamak gerekirse...
Çok sevdiğim bir şarkıyla sizi baş başa bırakıyorum.. Arabesk günler dilerim.
.......
Bir sıkıntı düştü içime..
Neden bilmiyorum ama çok korkuyorum.
Ağlıyorum..
Allah'ım içimi ferahlatacak ufacık bir işaret ver yeter.
Neden bilmiyorum ama çok korkuyorum.
Ağlıyorum..
Allah'ım içimi ferahlatacak ufacık bir işaret ver yeter.
11 Ağustos 2013 Pazar
6 Ağustos 2013 Salı
Ferdi Tayfur bir efsanedir..
Zor Değil...
Sağa sola, zor değil
Atıyorum, tutuyorum
Kâh tutamıyorum, zor değil
Dönüyorum köşeleri
Dört köşeli, zor değil
Vuruyorum dizlerime
Ah pata-küte zor değil
Katıyorum tozu dumana da
Toz değil, toz değil
Biliyorum hepsi havagazı
Söz değil, ah söz değil
Deniyordum seni
Sen seversin bunu
Sevmediysen peki
Sen tamamla sonu
Halk ararsan çık saraydan
Ağlıyorsan dön yolundan
Aşka dair konuşursan
Gerisini sen tamamla
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)