Her şey bir insanı sevmekle başlar diyor şair..
Evet bir insanı sevmekle başlıyor her şey…
Bir insanı sevdiğin için nefret edebiliyor senden sevdiğini
zannettiklerin..
Nefretle bakan gözler üzerinde günün geçiyor çoğu zaman…
Bir insanı sevmekle başlıyor her şey …
Bir insanı sevdim bende… hem de ne sevmek..
Kendimden, canımdan öte…
Galiba sıkıntı buydu..
Çünkü Allah; benden çok sevme hiçbir şeyi, seversen alırım
onu senden diyordu..
Şeytanın işi miydi bunca çok sevdirmek.. yada nefs mi
karışmıştı işin içine??
Çok bilinmeyenli bir denklemin iki bilinmezi gibiydik…
Yada biz bilinmez olduğumuz için denklemi bir türlü
çözemiyorduk.
Çözümsüz olan her şey gibi buda korku salıyordu
yüreklerimize..
Yürek dediğin nedir ki…
Yumruğun kadar bir organdan beklenenin aksine tek işi kan
pompalamak değil miydi vücudumuza?
Alt tarafı kanla beraber oksijen ve besin taşıyacak olan
kalbimle ben seni pompaladım tüm hücrelerime…
Ne kadar damar geçiyorsa hepsinden akıp geçtin…
Dopamin gibi bir şey oldun.. yetmedin bir türlü..
Her gün daha fazla sen yükledim vücuduma… yokluğunda
çıldıracak gibi oluşum bundan oldu.
Sırf bu değildi elbette sorun..
Sen erken, ben geç gelmiştim dünyaya..
Zamansal bir kavramdan ibaretti belki de tüm sorun..
Oysa zamanın olmadığı aşikar.. zaman diye bir şey yoktur..
Bana göre değil, dinen de yoktur, bilimsel açıdan da
yoktur..
Sadece sıralama vardır..
Ve insanlık alemi bu gerçeği koca bir yalana değişmeyi uygun
görmüştür.. işine öyle gelmiştir.. yılları aylara, ayları haftalara, haftaları
günlere, günleri saatlere, saatleri dakikalara ve dakikaları anlara bölmüştür…
Kendini koca bir yalanla birlikte parçalara ayırdığından habersiz yaşamayı
uygun bulmuştur…
Ve bu koca yalan, koca dünyada, milyarlarca insan varken
gelip senle beni beynimizden vurdu sevdiğim..
Zaman kavramının günah keçisi senle ben olduk!
Elimde olsaydı daha önce gelirdim dünyaya bırakmazdım seni
bensiz.. elimde olsaydı bekle derdim sana… beni bekle de beraber doğalım
derdim… ama olmadı..
Şimdi ben diyorum ki sana, boşver bu safsatayı, takılma bi delinin
attığı taşa.. mühim olan denk gelmektir sevdiğim…
Mühim olan sevmektir..
Severken yaşar insan… sevmezse nefes alır sadece ve nefes
almak değildir yaşamak sevdiğim..
Sevdiğin olmadan alınan nefes ciğerini yakar insanın…
Ve yanan bir ciğer öldürür insanı gün be gün..
Hava almaya gelmedik bu dünyaya.. yada bir şeylere sahip
olmaya..
Biz birbirimizi bulmaya geldik.. Ve ne kadar şanslıysak
bulduk ta…
O halde sadece bu duyguyu yaşayabiliriz..
Sadece sevebiliriz başkaca bir şey yapmamıza gerek
kalmadan..